Öz
Amaç
Bu çalışmada 2013-2022 yıllarında Türk Oftalmoloji Derneği Ulusal Kongreleri’nde (TOD-UK) sunulan oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanındaki bildiri özetlerinin yayımlanma oranlarının incelenmesi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem
Çalışmaya 2013-2022 yılları arasında TOD-UK’lerde oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanında kabul edilen bildiri özetleri dahil edildi. Bu özetler sunum şekli (sözlü, poster), yazar sayısı, çalışmanın yapıldığı hastane (üniversite, eğitim ve araştırma, özel, devlet ve yurt dışı), çalışmanın türü (olgu, klinik, temel bilim), çalışma konusu (göz kapağı, lakrimal sistem, orbita ve tiroid göz hastalığı), dergilerde yayımlanma durumu, makalenin yayımlanmasına kadar geçen süre (ay), yayımlandığı dergi (ulusal, uluslararası) ve derginin etki faktörü açısından incelendi.
Bulgular
İki yüz otuz üç (%29,1) sözlü ve 569 (%70,9) poster olmak üzere toplam 802 sunum çalışmaya dahil edildi. Toplam 122 (%15,2) bildiri özetinin yayımlandığı görüldü ve bunların 56’sı (%45,9) sözlü bildiri iken 66’sı (%54,1) poster bildirisiydi. Sözlü sunumların yayımlanma oranı (%24,0) poster sunumlarının yayımlanma oranından (%11,6) yüksek bulundu (p<0,05). Özetlerin medyan yayımlanma süresi 18 aydı (aralık: 1-88). Yayımlanan çalışmaların bulunduğu dergilerin medyan etki faktörü 1,3 (aralık: 0,1-5,17) idi. Olgu özetlerinin yayımlanma oranı %6,3 iken, klinik çalışmaların yayımlanma oranı %21,8 ile daha yüksekti (p<0,05). Araştırmanın yayımlanma süresi ile derginin etki faktörü arasında negatif korelasyon saptandı (r=-0,211; p=0,039).
Sonuç
Sonuç olarak TOD-UK’de oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanında sunulan bildiri özetlerinin 10 yıllık yayımlanma oranının (%15,2) diğer uluslararası oftalmoloji toplantılarına göre daha düşük olduğu görüldü. Sözlü sunulan bildiri özetlerinin ve klinik çalışmaların yayımlanma oranının daha yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Pek çok aktif oftalmolog ve oftalmoloji kliniğine ev sahipliği yapan Türkiye’de bilimsel yayın potansiyelinin artırılması için olumsuz faktörlerin belirlenerek giderilmesi, klinisyenlerin desteklenmesi ve temel tıp bilimleriyle bağlantılarının güçlendirilmesi faydalı olacaktır.
Giriş
Ulusal kongreler, bir alanda en güncel konuların tartışıldığı ve yeni ortaya çıkan teknolojilerin tanıtıldığı önemli bilimsel toplantılardır. Ulusal kongreler hekimlerin akademik ve klinik yaklaşımlarına, eğitmenlerin bilimsel ve sosyal alanlardaki gelişimlerine katkı sağlarlar. Bildiri özetleri, çalışmalarını sunmak isteyenler tarafından ulusal kongrelere gönderilir. Özetlerin hazırlanması ve sunulması, araştırma projelerinin yaşam döngüsünde önemli adımlardır. Özetlerde, çalışmanın amacı, kullanılan yöntemler, elde edilen sonuçlar ve bu sonuçların etkileri yer alır. Değerlendirme süreçlerinin ardından uygun bulunan özetler sözlü veya poster sunum için kabul edilir. Bu inceleme süreçleri genellikle hakemli dergilerden farklıdır. Sunulan çalışmalar, hekimlerin hastalarının yönetimi ile ilgili kararlarını etkileyebilir ve yeni araştırmaların planlanmasına öncü olabilir. Bu nedenle, ulusal kongrelerde sunulan özetlerin kalitesi önemlidir.1, 2 Bir çalışmanın hakemli bir dergide yayımlanması, o çalışmanın akademik değerinin ve sonuçlarının en iyi göstergelerinden biridir.3
Oftalmoloji alanı da dahil olmak üzere çeşitli alanlarda ulusal ve uluslararası toplantılarda sunulan özetlerin yayımlanma oranları üzerine yapılan çalışmaların sayısı artmaktadır. Ancak Türkiye’de oftalmoloji alanında ulusal kongre yayın verilerini değerlendiren bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu çalışmanın amacı 2013-2022 yılları arasında Türk Oftalmoloji Derneği Ulusal Kongreleri’nde (TOD-UK) sunulan oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanındaki bildiri özetlerinin yayımlanma oranlarını değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem
Bu retrospektif kesitsel çalışma için etik kurul onayı Ankara Bilkent Şehir Hastanesi 1 No’lu Etik Kurul’dan (E1/4358/2023, tarih: 29.11.2023) alındı. Çalışma Helsinki Bildirgesi’ne uygun olarak yürütüldü. Özetlere çevrim içi olarak (https://www.todnet.org/html/todnet.asp?a=ulusal-kongreler) adresinden ulaşıldı. 2013-2022 yılları arasında TOD-UK’lerde oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanında sözlü veya poster bildiri olarak kabul edilen bildiriler çalışmaya dahil edildi. Bu özetler sunum tipi (sözlü, poster), yazar sayısı, çalışmanın yapıldığı hastane (üniversite, eğitim ve araştırma, özel, devlet ve yurt dışı), çalışmanın türü (olgu, klinik ve temel bilim), çalışmanın konusu (göz kapağı, lakrimal sistem, orbita ve tiroid göz hastalığı), dergilerde yayımlanma durumu, makalenin yayımlanma süresi (ay), yayımlandığı dergi (ulusal, uluslararası) ve derginin etki faktörü açısından incelendi.
Her çalışmanın yayın durumu, 1-10 Ekim 2024 tarihleri arasında iki bağımsız gözlemci (Y.İ.E., N.Y.) tarafından, yazar adları ve çalışma konularına göre Google Scholar, PubMed ve TR Dizin çevrim içi veri tabanları kullanılarak değerlendirildi. PubMed’de özetler aranırken (Başlık)/(Özetin anahtar kelimeleri) VE (İlk yazarın adı) kullanıldı. Herhangi bir yayına rastlanmadıysa ilk üç yazarın isimleri ayrı ayrı arandı. Başlık, amaç, yöntemler ve yazar listesi özetle eşleşiyorsa çalışmalar yayımlanmış olarak kabul edildi. Yayımlanan çalışmalar için derginin etki faktörü Thomson Reuters Journal Citation Reports 2020’den elde edildi. Kongre tarihinden önce yayımlanan 12 bildiri çalışma dışı bırakıldı.
İstatistiksel Analiz
Verilerin istatistiksel analizi SPSS (Sosyal Bilimler için İstatistik Paketi) sürüm 26.0 kullanılarak yapıldı. Yayın oranları ve kategorik değişkenler yüzde olarak sunuldu. Parametrik olmayan dağılım gösteren değişkenler arasındaki istatistiksel farklar Mann-Whitney U testi ile değerlendirildi. P değerinin <0,05 olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Oküloplastik cerrahi ve orbita hastalıkları alanında toplam 802 sunum (233 [%29,1] sözlü, 569 [%70,9] poster) çalışmaya dahil edildi. Tüm özetlerin %44,5’i üniversite hastanelerinden, %43,5’i eğitim ve araştırma hastanelerinden, %7,2’si özel hastanelerden, %4,4’ü devlet hastanelerinden ve %0,4’ü yurt dışından gönderilmişti. Çalışmaların %41,6’sını olgu sunumları, %57,9’unu klinik çalışmalar ve %0,5’ini temel bilimler oluşturuyordu. Göz kapağı en çok sunulan konuyken (%38,1), bunu lakrimal sistem (%29,1), orbita (%27,9) ve tiroid göz hastalıkları (%4,9) izledi. Özetlerin genel özellikleri ve dağılımı Tablo 1’de verilmiştir.
Elli altısı (%45,9) sözlü bildiri ve 66’sı (%54,1) poster bildiri olarak sunulan toplam 122 (%15,2) bildiri özeti yayımlanmıştı. Sözlü bildirilerin yayımlanma oranı (%24,0) poster bildirilerden (%11,6) anlamlı düzeyde daha yüksekti (p<0,001). Yayımlanan özetlerin medyan yayımlanma süresi 18 aydı (aralık: 1-88 ay). Çalışmaların yayımlandığı dergilerin medyan etki faktörü 1,3 (aralık: 0,1-5,17) idi. Çalışmaların 42’si ulusal (%34,4) ve 80’i uluslararası (%65,6) dergide yayımlanmıştı. Çalışma başına medyan yazar sayısı 3 (aralık: 1-11) idi.
Çalışmanın yapıldığı hastaneye göre incelendiğinde yayın oranları üniversite hastaneleri için %15,7, eğitim ve araştırma hastaneleri için %16,0, özel hastaneler için %8,6 ve devlet hastaneleri için %14,3 idi. Hastane tipine göre anlamlı fark yoktu (p>0,05). Yurt dışından gönderilen özetlerin hiçbiri yayımlanmamıştı. Klinik çalışmaların yayın oranı (%21,8) olgu özetlerinin yayın oranından (%6,3) anlamlı düzeyde daha yüksekti (p<0,001). Temel bilim olarak kategorize edilen dört çalışma yayımlanmamıştı. Orbita, göz kapağı, lakrimal sistem ve tiroid göz hastalıkları ile ilgili çalışmalar için yayın oranları sırasıyla %9,4, %13,7, %21,0 ve %25,6 idi. Lakrimal sistemi ve tiroid göz hastalığı çalışmaları için yayın oranları orbita çalışmalarına göre anlamlı derecede daha yüksekti (sırasıyla p<0,001 ve p<0,01). Ayrıca, lakrimal sistem çalışmalarının yayımlanma oranı göz kapağı çalışmalarından daha yüksekti (p<0,05). Kategorilerdeki yayın oranları ve istatistiksel anlamlılık değerleri Tablo 2’de gösterilmiştir.
Özetlerin yayımlanma oranları yıldan yıla değişmekle birlikte bu değişim istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0,05). Yayın oranları ve yıllık özet sayıları Şekil 1’de gösterilmiştir. Çalışmanın yayımlanma süresi ile yayımlandığı derginin etki faktörü arasında negatif korelasyon bulundu (r=-0,211, p=0,039) (Şekil 2). Yazar sayısı ile etki faktörü, yayın süresi veya yayın durumu arasında anlamlı bir ilişki gözlenmedi (Tablo 3). Ayrıca klinik çalışmaların sözlü sunum olma oranının olgu sunumlarından anlamlı derecede yüksek olduğu görüldü (%48,3’e kıyasla %2,4; p<0,001). Tablo 4’te klinik çalışmalar ve olgu sunumu özetlerinin sözlü sunum oranları gösterilmektedir.
Tartışma
Bu çalışmada, Türkiye’nin en büyük oftalmoloji toplantısı olan TOD-UK’de oküloplastik cerrahi ve orbita alanında son 10 yılda sunulan özetlerin yayımlanma oranının %15,2 olduğu gösterildi. Bu oran, 2010 yılında Tüm Hindistan Oftalmoloji Kongresi’nde sunulan oküloplastik cerrahi ve orbita özetlerinin %13’lük yayımlanma oranıyla benzerdir.4 Ancak, çalışmamızda yapılan analiz 10 yılı kapsarken, Hindistan çalışmasında sadece bir yıllık verinin analiz edildiği belirtilmelidir. Suudi oftalmoloji kongrelerinde 2015-2018 yılları arasında sunulan bildiri özetlerinin yayımlanma oranının %45,7 olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada, oküloplastik cerrahi özetleri %50,9’luk yayın oranı ile üçüncü sırada yer almıştır.5 Bu alanda katılımcı sayısı en yüksek olan Amerikan Oftalmoloji Akademisi (AAO) toplantılarında 2012 ve 2013 yıllarında sunulan bildirilerin yayımlanma oranı %32,7’dir (304/929 özet).6 Glokom çalışmaları %47,1 ile en yüksek yayın oranına sahipken, bunu retina (%32,9), kornea (%32,8) ve katarakt çalışmaları (%25,2) izlemektedir. Oküloplastik cerrahi özetleri %20,8 (5/24) oranla beşinci sırada yer almıştır.6 2010-2015 yılları arasında Kanada Oftalmoloji Derneği (COS) toplantılarında sunulan 874 özetin %42,9’u yayımlanmıştır.7 Oküloplastik cerrahinin yayın oranı, alt uzmanlık alanları arasında %35 ile en düşük oranlardan biriydi. Zloto ve ark.8 2010’dan 2019’a kadar oftalmoloji dergilerindeki yayın eğilimlerini analiz etmiş ve oküloplastik cerrahi alanında yayımlanan makalelerde önemli bir azalma olduğunu bildirmiştir. von Elm ve ark.9 tarafından yapılan bir çalışmada, düşük yayın oranları için en sık belirtilen nedenler zaman eksikliği (%31), öncelik sırasında alt sıralarda yer alması (%21), daha önce reddedilmiş olması (%10), ortak yazarlarla ilgili sorunlar (%9), reddedilmesinin beklenmesi (%8) ve çalışma sonuçlarının negatif bulunmuş olması (%3) idi. Çalışmamızdaki düşük yayın oranını tam olarak açıklayamasak da, dergi yayınının önündeki en büyük engellerden birinin dergilerin titiz değerlendirme süreci olması muhtemeldir. Ayrıca, oküloplastik ve orbita cerrahisi ile ilgili çalışmalar genellikle özelleşmiş dergilerde yayımlanmaktadır ve bu tür dergilerin sayısının sınırlı olması nedeniyle yayın oranları daha düşük olabilir.
Yukarıda belirtilen çalışmalarda genel olarak tüm alt uzmanlık alanlarını kapsayan yıllık oftalmoloji toplantıları ele alınmıştır. Sadece nöro-oftalmolojiye odaklanan Kuzey Amerika Nöro-Oftalmoloji Derneği toplantılarında 10 yılda sunulan 2.161 çalışmanın %31,5’i yayımlanmıştır.10 Bu oran, çalışmaların yaklaşık üçte ikisinin yayımlanmadığı diğer oftalmoloji ve nöroloji kongreleri ile benzerdir. Türkiye’de sadece oküloplastik cerrahi ve orbita konusuna odaklanan bilimsel bir toplantı olmadığından, sonuçlarımızı doğrudan bu çalışmaların sonuçlarıyla karşılaştırmak mümkün değildir.
2010 yılında katılımı en yüksek olan uluslararası oftalmoloji kongrelerinde sunulan 1.742 özetin incelendiği bir çalışmaya göre, toplantılardan 2 ve 5 yıl sonraki yayımlanma oranları sırasıyla %33,3 ve %47,2’dir.11 von Elm ve ark.9 1957-1999 yılları arasında yapılan 234 tıbbi kongrede sunulan bildirilerden üretilen 19.123 makalenin %27’sinin 2 yıl sonra, %41’inin 4 yıl sonra ve %44’ünün 6 yıl sonra yayımlandığını bildirmiştir. Toplantılardan 6 yıl sonrasına kadar çalışmaların yayımlanmaya devam ettiği görülmektedir.
Yu ve ark.12 58 oftalmoloji dergisinde yer alan 685 makaleyi analiz etmiş ve başvurudan yayına kadar geçen medyan sürenin 161 gün (çeyrekler arası aralık: 111-232) ve maksimum sürenin 594,5 gün olduğunu bulmuştur. Özetler için medyan yayın süreleri Suudi oftalmoloji kongreleri için 12 ay (aralık: 0-60), AAO kongreleri için 40 ay (aralık: 18-54) ve COS kongreleri için 16 ay (aralık: 0-78) olarak bildirilmiştir.5, 6, 7 Bu çalışmada, medyan yayın süresi 18 aydı (aralık: 1-88).
Yuan ve ark.10, 3 veya daha fazla yazarlı çalışmaların, temel bilim çalışmalarının ve örneklemi 100’den büyük olan çalışmaların yayımlanma olasılığının daha yüksek olduğunu bildirmiştir. Mullen ve ark.7 ayrıca 5 veya daha fazla yazarlı makalelerin yayımlanma oranında önemli bir artış olduğunu saptamıştır. Çalışmamızda, medyan yazar sayısı 3’tü (aralık: 1-11). Ancak yazar sayısı ile yayın oranı, yayın süresi veya etki faktörü arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı.
Farklı zamanlarda düzenlenen çok katılımlı oftalmoloji kongrelerinde yayımlanan özetlerin medyan etki faktörlerinin 1,9 ile 2,9 arasında olduğu bildirilmiştir.6, 13, 14 Bu çalışmadaki medyan etki faktörü 1,3 (aralık: 0,1-5,17) olup, diğer çalışmalardan düşük görünmektedir.
Önceki çalışmalarda, dergi etki faktörünün yüksek olmasının, başvurudan sonra hızlı kabul ve sunumdan yayına kadar geçen sürenin kısa olması ile ilişkili olduğu gösterilmiştir.12, 15 Benzer şekilde, çalışmamızda da etki faktörü yükseldikçe yayın süresinin kısaldığı gösterilmiştir (r=-0,211, p<0,05).
On bir oftalmoloji kongresinden 12.261 özetin dahil edildiği bir sistematik değerlendirme ve meta-analiz çalışmasında, sözlü sunum ve temel bilim çalışmalarının yayın oranlarının daha yüksek olduğu bulunmuştur.16 Bin yedi yüz kırk iki özeti inceleyen bir çalışmada, sunulduktan 2 yıl sonra yayımlanan çalışmaların %44’ü ve 5 yıl sonra yayımlanan çalışmaların %60,5’ini temel bilim çalışmaları oluşturmaktadır.11 Poster sunumlarının yayımlanma oranı, sözlü sunumların yaklaşık yarısı kadardı. 2005 ve 2012 yılları arasında Kraliyet Oftalmologlar Koleji’nin 8 yıl içinde düzenlediği kongreleri değerlendiren bir çalışmada, randomize kontrollü çalışmaların, temel bilim çalışmalarının ve sözlü sunumların yayımlanma olasılığının daha yüksek olduğu bildirilmiştir.15 Çalışmamızda da benzer şekilde sözlü bildirilerin yayımlanma oranı poster bildirilerden yüksekti. Sözlü sunumların yayımlanma oranının yüksek olması, daha kaliteli çalışmaların toplantılarda sözlü sunum olarak kabul edilme olasılığının daha yüksek olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca, diğer analizlerin yayın için olumlu bir faktör olduğunu gösterdiği temel bilim çalışmalarının sayısının çalışmamızda çok az bulunduğu dikkat çekmektedir.
Yayın oranları alt uzmanlıklara bağlı olarak değişebilir. Dray ve ark.17 orbita hastalıkları ile ilgili çalışmaların yayımlanma eğiliminde önemli bir düşüş olduğunu bildirmiştir. Genel oftalmoloji dergilerinde yayımlanan 465 oküloplastik makalenin %38,5’inin göz kapağına, %34,4’ünün orbitaya, %19,8’inin lakrimal sisteme ve %7,3’ünün tiroid göz hastalıklarına odaklandığını belirtmişlerdir. Çalışmamızda, bu konulara göre özetlerin dağılımı sırasıyla %36,1, %16,7, %39,8 ve %7,4 idi. Lakrimal sistem (%21,0) ve tiroid göz hastalıkları (%25,6) ile ilgili çalışmaların yayın oranları, orbita hastalıkları ile ilgili çalışmalara (%9,4) kıyasla nispeten daha yüksekti. Ayrıca lakrimal sistem çalışmalarının yayımlanma oranı (%21,0)
göz kapağı çalışmalarından (%13,7) daha yüksek bulundu. Bu, oftalmologların lakrimal sistem ve göz kapağı hastalıkları konusunda, teknik olarak daha zor olan orbita hastalıkları alanına kıyasla uzmanlık ve kendine güven düzeylerinin daha yüksek olduğuna işaret edebilir. Ayrıca, lakrimal sistem hastalıklarının toplumdaki prevalansının daha yüksek olması, bu alanlarda daha fazla araştırma yapılmasını teşvik ediyor olabilir.
Az sayıda çalışmada, çalışma ortamının yayın oranlarına etkisi değerlendirilmiştir. Alsarhani ve ark.5 üçüncü basamak göz hastanelerinde (%54,3) yapılan çalışmaların yayın oranlarının genel hastanelerden (%32,4) ve devlet hastanelerinde (%49,2) yapılan çalışmaların yayın oranlarının özel hastanelerden (%20,8) daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmamızda üniversite, eğitim ve araştırma, özel ve devlet hastanelerinden yapılan çalışmaların yayımlanma oranları arasında anlamlı farklılık izlenmedi.
Türkiye’de oftalmoloji dışındaki tıp dallarında yapılan benzer çalışmalarda da yayımlanma oranı genel olarak %8 ile %28 arasında değişmekte olup, bu oran uluslararası değerlere kıyasla daha düşüktür.18, 19, 20, 21 Bu benzer oranlar göz önüne alındığında, Türk hekimlerinin yayın başarısının muhtemelen çalışmada bilimsel değerin yetersiz olması, yenilik olmaması ve yazarların klinik iş yükü kaynaklı zaman eksikliği gibi ortak faktörlerden etkilendiği sonucuna varılabilir. Klinisyenlere haftada en az yarım gün araştırma süresi sağlanmasının yayın oranlarını artıracağına inanıyoruz.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamızın bazı kısıtlılıkları bulunmaktadır. Değerlendirilen son kongrenin üzerinden yaklaşık iki yıl geçmesine rağmen, 1-88 ay olan geniş yayın penceresi göz önüne alındığında, bazı çalışmaların hala yayımlanmayı bekliyor olabileceği düşünülebilir. Sadece oküloplastik cerrahi ve orbita alanında yapılan çalışmalar değerlendirildiğinden, farklı alt branşların yayın oranlarındaki olası varyasyonlar nedeniyle bulgular oftalmolojinin tüm alanlarına genellenemez. Ayrıca, nadiren de olsa, bazı çalışmaların taranan veri tabanları (PubMed, TR Dizin ve Google Scholar) dışında başka veri tabanlarında endekslenmiş olma olasılığı vardır.
Sonuç
Oküloplastik cerrahi ve orbita alanında TOD-UK’lerde sunulan özetlerin 10 yıllık yayımlanma oranı (%15,2) diğer uluslararası oftalmoloji kongrelerinden düşük bulunmuştur. Sözlü bildiriler ve klinik çalışmaların yayın oranlarının anlamlı düzeyde yüksek olması dikkat çekmektedir. Birçok aktif oftalmolog ve oftalmoloji kliniğine ev sahipliği yapan Türkiye’de bilimsel yayın potansiyelini artırmak için olumsuz faktörleri belirlemek ve gidermek, klinisyenleri desteklemek ve temel tıp bilimleriyle bağlantılarını güçlendirmek faydalı olacaktır.