Şizofreni Hastalarında Stereopsis Düzeyi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 176-178
Mayıs 2010

Şizofreni Hastalarında Stereopsis Düzeyi

Turk J Ophthalmol 2010;40(3):176-178
1. Kastamonu Devlet Hasranesi, Kastamonu, Türkiye
2. Ankara Numune Egitim Ve Arastirma Hastanesi, 3. Göz Klinigi, Ankara
3. Kastamonu Devlet Hastanesi, Kastamonu, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 13.01.2009
Kabul Tarihi: 22.03.2010
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Tartışma:

Şizofreni hastalarında stereopsis düzeyi aynı yaş grubu sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında özellikle görsel halüsinasyon tanımlayan olgularda azalmış olarak tespit edilmektedir.

Sonuçlar:

Yaş ortalaması 34,7±1,0 (Standart Hata) olan olguların cinsiyet dağılımı 35\10 (E\K) idi. Hasta grubunda stereopsis düzeyi ortalaması 46,2±1,1 ark saniye iken kontrol grubunda ortalama 41,5±0,5 ark saniye olarak saptandı (p=0,001). Görsel halüsinasyon tanımlayan olguların ortalama stereopsis düzeyi 52,7±1,9 ark saniye iken tanımlamayanların 44,5±2,0 ark saniye idi (p=0,02). Tedavi alan hastalarla henüz tedaviye başlanmamış hastalar arasında yapılan değerlendirmede istatiksel açıdan anlamlı bir değişiklik saptanmadı.

Gereç ve Yöntem:

Şizofreni tanısı almış ve görme keskinliği tam olan 45 olgu çalışmaya dâhil edildi. İletişimin sağlanamadığı hastalar çalışma dışı bırakıldı. Kontrol grubu, olgularla aynı yaş ve cinsiyete sahip, 45 sağlıklı kişiden oluşturuldu. Her iki gruptaki olgulara polarize gözlükle 16 inç (405 mm) mesafeden Titmus testi uygulandı. İstatiksel değerlendirmeler T test kullanılarak yapıldı.

Amaç:

Şizofreni hastalarında stereopsis düzeyini değerlendirmek.

Giriş

Şizofreni, dünya nüfusunun %1’den daha azını etkileyen; kişinin duygu, düşünce ve davranışlarında önemli değişikliklere neden olan, zihinsel kavrama yeteneğinde fonksiyon bozukluğu ile karakterize psikiyatrik bir hastalıktır (1). Bazı hastalarda görsel halüsinasyonların görülmesi görme yollarında da sorun olabileceğini düşündürmüş (1), pozitron emisyon tomografisi ve fonksiyonel magnetik rezonans tetkikleri ile görme korteksinin etkilendiği gösterilmiştir (2). Hastalarda görsel halüsinasyonlar olmasa bile bu alanlarda etkilenmenin saptanması, ancak hastaların görme keskinliklerinin normal düzeylerde olması, araştırmacıları görme ile ilgili diğer fonksiyonların değerlendirilmesine yöneltmiştir (3).

Stereopsis, her iki gözün retinası üzerine düşen görüntülerin korteks yardımıyla birbirleri arasındaki farklılıkların (disparite) da algılanarak birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkan derinlik hissi veya üç boyutlu görme hissi olarak tanımlanabilir (4). Stereopsisin gelişimi infant döneminde başlar ve 9 yaşına kadar devam eder (5). Stereoptik etkinin beyinde genellikle magnoselüler yollarda ortaya çıkması (2), şizofrenide bu noktalarda aktivite azalmasının saptanması, şizofrenik hastalarda stereopsis düzeyinin etkilenip etkilenmediği sorusunu akla getirir.

Biz bu çalışmada, şizofrenik hastalarda stereopsis düzeyinin etkilenip etkilenmediğini araştırdık.

Gereç ve Yöntem

Çalışma, DSM-IV kriterlerine uygun olarak şizofreni tanısı konarak tedavisi başlanmış olan 45 olgu ile yapıldı. DSM-IV kriterleri 1994 yılında Amerikan Psikiatri Birliği tarafından geliştirilmiş, tanı kriterleri belirlenmiş ve günümüzde psikiatri alanında kullanılmakta olan mental bozuklukları sınıflama sistemidir (6). Tüm hastalar günlük yaşam aktivitelerini yaparken herhangi bir zorlukla karşılaşıp karşılaşmadıkları yönünde sorgulandı. Bu amaçla yürürken denge bozukluğu olup olmadığı, bardağa çay koyarken, ipliği iğneye geçirirken, çivi çakarken zorluk olup olmadığı sorularının cevapları kaydedildi. Çalışmada hasta grubu seçilirken sosyokültürel düzeyin yüksek olmasına ve yapılacak teste uyum sağlanmasına dikkat edildi. Düzeltilmiş görme keskinliği tam (10/10) olan veya düzeltmesiz 10/10 gören olgular çalışmaya dahil edildi. Kornea, lens veya retina patolojisi olan, herhangi bir göz cerrahisi geçirmiş olan veya görme keskinliği 10/10’dan az olan olgular çalışmaya alınmadı. Çalışma grubundaki şizofrenik hastalarla aynı yaş ve cinsiyetten eşleştirilmiş 45 sağlıklı kişi kontrol grubunu oluşturdu.  

Tüm olgulara muayene hakkında bilgi verildi ve onamları alındı. Her iki gruptaki olguların tam oftalmolojik muayene yapıldıktan sonra stereopsis değerlendirmesi için Titmus testi (Stereo Optical Co., Inc, Chicago, Illinois) uygulandı. Olgulara polarize gözlükle 16 inç (405 mm) mesafeden halka testi yapıldı ve üç boyutlu algıladığı en son düzeye kadar teste devam edildi. Hastanın stereopsis düzeyi belirlendikten sonra sonuçlar SPSS 13.0 ile T testi kullanılarak değerlendirildi.

Sonuçlar

Yaş ortalamaları 34,7±1,0 (Standart Hata) (en büyük/en küçük: 50/25 yaş) olan her iki grupta 35 (%78) erkek, 10 (%22) kadın olgu vardı. Hasta grubunda 25 olguya tedavi başlanmış ve ilaç kullanıyordu. Tedavi alanlarda 11 (%25) olgu risperidone ve 14 (%31) olgu olanzapine kullanıyordu. Tedavi alanların hepsi (25, %56) antikolinerjik olarak chlorpromazine (100 mg) alıyordu. 20 (%44) olgunun tedavisi henüz başlanmamıştı (Tablo 1).

Hasta grubunda ortalama stereopsis düzeyi 46,2±1,1 ark saniye iken, kontrol grubunda ortalama stereopsis düzeyi 41,5±0,5 ark saniye düzeyinde saptandı. İki grup arasındaki değişim istatiksel olarak anlamlı kabul edildi. (p=0,001) (Tablo 1, Grafik 1,2). 
Görsel halüsinasyon tanımlayan 11 (%25) olgunun ortalama stereopsis değerleri 52,7±1,9 ark saniye iken, görsel halüsinasyon tanımlamayan 34 (%75) olgunun ortalama stereopsis değerleri 44,5±2,0 ark saniye olarak tespit edildi. Bu 2 şizofrenik grup arasındaki değişim de istatistiksel olarak anlamlı saptandı (p=0,02) (Tablo 1, Grafik 2).

Tedaviye başlanan olguların (n=25, %56) ortalama stereopsis düzeyleri 45±1,5 ark saniye iken, tedavisi başlanmamış olguların (n=20, %44) ortalama stereopsis düzeyleri 48 ±1,8 ark saniye olarak tespit edildi. Bu iki grup arasındaki değişim istatiksel olarak anlamlı değildi (p=0,18) (Tablo 1, Grafik 1,2).

Tartışma

Şizofreni toplumun özellikle 15-40 yaş arasındaki genç kesiminde rastladığımız, kişiyi hem toplumsal hem de bireysel yönden sınırlayan bir hastalıktır. Magnetik rezonans çalışmaları ile şizofreni hastalarında prefrontal ve temporal kortekslerde kortikal gri madde azalması, serebral beyaz cevher yolu değişimleri, amigdala, hipokampus, entorinal korteks ile talamus gibi limbik sistem yapılarında hacim azalması ve bazal ganglion çekirdeklerinde hacim artması olduğunu gösteren veriler bulunmuştur (1). Hastalardaki görsel sorunların parvoselüler sisteme oranla, sıklıkla magnoselüler alanda dorsal görme yolağının aktivitesinde azalma neticesinde ortaya çıktığı tespit edilmiştir (7).

Stereopsisin tam nöral mekanizması bilinmemesine rağmen, bundan sorumlu olan alanların dorsal görsel kortekste V1, V3A ve orta temporal alan olduğunu bildiren çalışmalar vardır (2). Buradan hareketle şizofreni hastalarında stereopsiste değişiklik meydana gelmesi olasılığı düşünülebilir.

Schechter ve ark. şizofreni hastalarında belirgin bir şekilde stereopsis düzeyinde azalma saptamışlardır (3). Nitekim biz de çalışmamızda şizofrenik grupta stereopsisin istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azaldığını tespit ettik. Jones ve ark. derinlik duyusunda meydana gelen bu azalmanın gündelik işlerde örneğin su doldururken, iğneye iplik geçirirken, yürürken dengenin sağlanmasında birçok problemler ortaya çıkarabileceğini bildirmişlerdir (8). Bizim çalışmamızda kaybolan stereopsis düzeyi hastaların gündelik işlerini etkileyebilecek düzeyde değildi.

Görsel halüsinasyonları olan hastalara görsel bir uyaran verildiğinde, halüsinasyonu olmayan hastalara oranla görme korteksinde azalmış etkinlik olduğu bulunmuştur (9). Biz de çalışmamızda görsel halüsinasyon tanımlayan olgularda tanımlamayanlara oranla stereopsis düzeyini anlamlı olarak düşmüş saptadık (p=0,02). Halüsinasyonların kaynağı olarak açıklanan modellerden biri olan disinhibisyon modelinde yaşanan kortikal etkinliğin duysal uyaranların azalması sonucu meydana geldiği savunulmaktadır (10). Duysal girdilerde azalma olması, normal algılama sırasında etkin olan merkezi sinir sistemi yapılarının kendiliğinden faaliyet göstermeye başlamasına neden olabilir (11).

Optik sinirde ve görme yollarında olan hasar halüsinasyonlara yol açabilmektedir. Görme özürlü kişilerin %10-30’unda görsel halüsinasyon olduğu bildirilmektedir (12). Görsel halüsinasyonu olan hastaların, olmayanlara oranla algı bozukluğunun daha fazla olduğunu düşünürsek; bu olgularda stereopsis gibi temel görsel fonksiyonun da bozuk olması beklenen bir sonuçtur. Ancak stereopsisin nöral mekanizması tam olarak açıklanmış olmadığından, bu olayların birbirleriyle ilişkili olduğu tespit edilmesine rağmen, aralarında nasıl bir ilişki olduğu tam olarak belirlenmiş değildir.

Sonuç olarak şizofreni hastalarında stereopsis düzeyi aynı yaş ve cinsiyetten sağlıklı bireylerle karşılaştırıldığında görsel halüsinasyon tanımlayanlar ön planda olmak üzere azalmış olarak tespit edilse de hastaların günlük işlerini etkileyebilecek düzeylere inmemektedir.