Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu Kontrolsüz Kontakt Lens Kullanımı
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 84-87
Mart 2012

Önemli Bir Halk Sağlığı Sorunu Kontrolsüz Kontakt Lens Kullanımı

Turk J Ophthalmol 2012;42(2):84-87
1. Mersin Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Mersin, Türkiye
2. Mersin Üniversitesi Tip Fakültesi, Biyoistatistik Anabilim Dali, Mersin, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 16.08.2011
Kabul Tarihi: 04.11.2011
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Mersin Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin kontakt lens kullanımı sırasındaki tutum ve davranışlarını, konuya bakış açılarını değerlendirmek.

Ge­reç ve Yön­tem:

Mersin Üniversitesi öğrencileri arasında sağlık konusunda bilinç düzeyinin en yüksek olabileceğini düşündüğümüz Tıp Fakültesi öğrencileri ve benzer bilinç düzeyinin olabileceğini beklediğimiz Eğitim Fakültesi öğrencileri araştırma kapsamına alındı. Toplam öğrenci sayıları göz önüne alınarak Eğitim Fakültesinden (n=213) ve Tıp Fakültesinden (n=230) çalışmaya dahil edilmesi gereken en az öğrenci sayıları hesaplandı ve her iki fakülteden toplam 443 öğrenci çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya alınan öğrencilere daha önce hazırlanmış anket formları dağıtıldı ve buradaki soruları cevaplamaları istendi.

Sonuçlar:

Çalışmaya alınan öğrencilerin yaş ortalaması 21,29±2,14 yıl idi ve %62,5’ini kız öğrenciler oluşturuyordu. Öğrencilerin %81’i kontakt lensi kırma kusurunu düzeltmek amacıyla, %17’si ise estetik amaçlı olarak kullanmaktaydı. Katılımcıların %51’i kontakt lensi doktor reçetesiyle almakta iken geri kalan kısım kontakt lensi reçetesiz olarak temin etmekteydi. Yine benzer şekilde katılımcıların %47,3’ü kontakt lens ile ilgili temel bilgileri doktordan almış ancak kalan kısmı çeşitli kaynaklardan bu bilgilere ulaşmıştı. Katılımcıların yalnızca %43,9’luk kısmı kontakt lens kullanımı sırasında düzenli doktor kontrolüne devam etmekteydi.

Tar­tışma:

Kontakt lens kullanımı sırasında ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilmekte ve bu komplikasyonların sonucunda geri dönüşümsüz görme kayıpları gelişebilmektedir. Bu nedenle kontakt lenslerin günlük kullanımda basit tıbbi araçlar olarak görülmemesi gerektiğini düşünmekteyiz. (Turk J Ophthalmol 2012; 42: 84-7)

Giriş

Kontakt lensler (KL) ilk olarak 19. yüzyılın başlarında kırma kusurlarının düzeltilmesi amacıyla kullanılmıştır. İlk kullanıldığı tarihten günümüze kadar değişik materyallerden farklı kullanım amaçlarına uygun lensler üretilmiş ve yaygın olarak kullanılmıştır.1 Ancak KL’lerin kullanımıyla birlikte çeşitli komplikasyonların ortaya çıktığı izlenmiştir.2 Bu komplikasyonlar KL materyali ve saklama solüsyonuna bağlı ortaya çıkabileceği gibi önemli bir kısmı da kullanıcı kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır.3,4

Başta enfeksiyöz nedenler olmak üzere ortaya çıkan KL komplikasyonları geri dönüşümsüz görme kayıplarına neden olabilmekte, erken dönemde tanı ve tedavi gereksinimi göstermektedir. Ancak ne yazık ki bazı olgularda erken dönemde tanı konulmasına karşın yapılan tedaviye rağmen görme kayıplarının önüne geçilememektedir. Bu nedenle ortaya çıkabilecek komplikasyonların önlenmesi tedavisinden daha fazla önem taşımaktadır. Komplikasyonların engellenebilmesi için göz hekimi tarafından amaca uygun KL muayenesi yapılmalı ve kullanıcı; kullanım, saklama, temizlik ve hijyen açısından göz hekimi tarafından eğitilmelidir. Tüm bunlara ek olarak kullanıcı yaşadığı herhangi bir problemde göz hekimine erken dönemde başvurmalı ve belli aralıklarla kontrole gelmelidir. Bu şekilde ortaya çıkabilecek komplikasyonlar en az seviyeye indirilebilir ve daha güvenli bir şekilde KL kullanımı sağlanabilir.

Bu çalışmanın amacı Mersin Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin KL kullanımı sırasındaki tutum ve davranışlarının, konuya bakış açılarının değerlendirilmesidir.

Gereç ve Yöntem

Mersin Üniversitesi öğrencileri arasında sağlık konusunda bilinç düzeyinin en yüksek olabileceğini düşündüğümüz Tıp Fakültesi öğrencileri ve benzer bilinç düzeyinin olabileceğini beklediğimiz Eğitim Fakültesi öğrencileri araştırma kapsamına alındı. 2011 yılı itibariyle Tıp fakültesinde 766, Eğitim fakültesinde 2123 öğrenci eğitim görmekteydi. Eğitim fakültesindeki öğrenci popülasyonunu uygun şekilde temsil edebilmesi için popülasyonun en az 0,10’una ulaşmanın yeterli olacağı düşünüldü ve bu fakülteden 213 öğrenci çalışmaya dahil edildi.5 Benzer şekilde Tıp fakültesindeki öğrenci popülasyonunun uygun şekilde temsil edilebilmesi içinse popülasyonun en az 0,30’una ulaşmanın yeterli olacağı düşünüldü ve bu fakülteden de 230 öğrenci çalışmaya dahil edildi.5 Bu şekilde her iki fakülteden yaklaşık sayılarda öğrenci çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan öğrencilere daha önceden hazırlanan anket formları (Tablo 1) dağıtıldı ve öğrencilerin bu formları doldurmaları istendi.

Öğrencilerin yaş, KL kullanım süresi ve ne kadar sıklıkla kontrole gittikleri gibi sürekli yapıdaki verilerin normal dağılıma uygun olup olmadıkları Shapiro Wilks testi ile değerlendirildi. Normal dağılan veriler için tanımlayıcı istatistik olarak ortalama ve standart sapma, normal dağılmayan veriler için medyan ve quartil değerleri kullanıldı. Ayrıca kategorik yapıdaki değişkenler için sayı ve yüzde değerleri saptandı. Tüm bu verilerin değerlendirilmesi için SPSS 11.5 paket programı kullanıldı.

Bulgular

Çalışmaya dahil edilen öğrencilerin yaş, cinsiyet ve eğitim gördükleri fakültelerin dağılımı Tablo 2’de özetlenmiştir. Çalışmaya katılan 443 öğrenciden 240’ında (%54,9) kırma kusuru mevcuttu ve bu öğrencilerin 44’ü (%18,3) bu durumu düzeltmek için herhangi bir optik yardımcı kullanmıyordu. Geriye kalan öğrencilerin 113’ünün (%47,1) gözlük kullandığı, 82’sinin (%34,2) KL kullandığı ve bir öğrencinin de (%0,4) refraktif cerrahi geçirdiği tespit edildi.

KL kullanıcılarının 17’si (%17) estetik nedenlerle, 81’i (%81) kırma kusurunu düzeltmek amacıyla, 2’si (%2) ise diğer nedenlerden dolayı KL kullanımını tercih ettiklerini belirtirken ortalama KL kullanım süreleri 32,51±22,38 ay idi.

KL kullanıcıların 85’i (%85,9) kendi isteğiyle lens kullanımına karar verirken, 7’si (%7,1) arkadaşlarının ve çevrenin tavsiyesiyle, kalan 7’si ise (%7,1) doktor önerisiyle KL kullanmaya başlamıştı. Katılımcıların 50’si (%51) KL’yi doktor reçetesiyle aldığını belirtirken, 23’ü (%23,5) gözlükçü ve optikçilerin önerisi ile, 22’si (%22,4) ise kendi istekleri doğrultusunda almıştı. Üç (%3,1) katılımcı ise diğer yollarla kendilerine uygun olan KL’i seçtiklerini belirtti.

Katılımcıların 90’ını (%92,8) KL saklama koşulları ve temizliği hakkında bilgilendirme almışken, 7’si (%7,2) herhangi bir bilgi almamıştı. Bu bilginin kaynağına bakıldığı zaman kullanıcıların 43’ü (%47,3) doktor tarafından, 42’si (%46,2) gözlükçü tarafından bilgilendirilmiş, 6 (%6,6) kullanıcı ise internet yoluyla bu bilgilere ulaşmıştı. Ayrıca kullanıcıların 70’i (%71,4) lens temizleme sölüsyonları ile ilgili yeterince bilgi sahibi olduğunu düşünürken, 28’i (%28,6) bu konuda yeteri kadar bilgi düzeylerinin olmadığını düşünüyordu. KL kullanıcılarının 11’i (%11,2) KL’i doktordan, 82’si (%83,7) gözlükçülerden, 5’i (%5,1) ise internet yoluyla temin ediyordu.

KL kullanıcılarının 43’ü (%43,9) KL kullanımı sırasında düzenli doktor kontrolüne devam ederken, 55’i (%56,1) düzenli kontrollere gitmiyordu ve ortalama kontrol aralığı 8,03±5,84 aydı. KL kullanımı sırasında katılımcıların 82’si (%86,3) herhangi bir ilaç kullanmazken, 13’ü (%13,7) suni gözyaşı kullanıyordu. Ayrıca kullanıcıların 53’ü (%55,8) KL kullanımı sırasında çeşitli şikayetlerden yakınırken, 41’i (%43,2) herhangi bir şikayeti olmadığını belirtti. En sık rastlanan şikayet ise batma olarak izlendi (%66).

Tartışma

Son yıllarda yaşanılan teknolojik gelişmelerle birlikte kornea fizyolojisini olabildiğince az etkileyecek KL’ler geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam edilmektedir.1 Bu sayede KL materyaline bağlı olarak ortaya çıkabilecek potansiyel komplikasyonların önüne geçilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte oluşabilecek komplikasyonların önlenebilmesi için lens kullanıcılarına ve doktorlara da büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Biz çalışmamızda özellikle bilinç düzeyinin yüksek olduğunu düşündüğümüz Tıp ve Eğitim fakültesi öğrencilerini seçtik. Bununla birlikte elde edilen sonuçların toplumun genelini temsil ettiğini savunmak olanaksızdır. Yinede buradan elde edilen sonuçlar oldukça bilinçli olduğu düşünülen bir grubu temsil ettiğinden, toplum adına bazı mesajların çıkarılabileceği kanısındayız.

Morgan ve arkadaşları6 tarafından 2000-2008 yılları arasında yapılan demografik bir çalışmada 7 ayrı ülkedeki KL kullanıcılarının yaş ortalamaları ile cinsiyet dağılımları değerlendirilmiş ve kadın kullanıcıların bu ülkelerde daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu durum olasılıkla kadın kullanıcıların estetik kaygılarının daha ön planda olmasına bağlıdır. Bizim çalışmamızda da bu çalışmayla uyumlu olarak benzer sonuçlar elde edilmiştir. Ancak yaş ortalamaları yönünden değerlendirildiğinde, bizim seçtiğimiz örneklem nedeniyle çalışma grubumuzun yaş ortalaması literatürden daha gençtir.

Çalışmamıza katılan öğrencilerin %54,9’luk kısmında kırma kusuru mevcuttu ancak çalışma içerisinde kırma kusurlarının dağılımına yönelik bir değerlendirmemiz olmadı. Bu ayırımı yapmamamızın ana nedeni ortaya çıkabilecek kavram kargaşasından dolayı sonuçların güvenilirliğinin olumsuz yönde etkilenebilecek olmasıdır. Yine çalışmamızda öğrencilerin kırma kusuru nedeniyle en çok tercih ettikleri optik aracın gözlük olduğu sonucuna varıldı. İkinci sırada tercih edilen araç ise KL’lerdi.

Çalışmamızda KL kullananların büyük kısmı kırma kusuru nedeniyle KL kullanırken, bir kısmı da estetik nedenlerden dolayı KL kullanımını tercih ediyordu. Burada dikkat edilmesi gereken nokta özellikle renkli KL’lerin uygun olmayan kişiler tarafından hastalara önerilmesidir.7 Yine çalışmaya katılan KL kullanıcılarının büyük kısmının kendi isteğiyle KL’i tercih etmiş olmasına rağmen, yalnızca %51’lik kısmı doktor reçetesiyle KL’i almıştır. Geri kalan kısım ne yazık ki reçete olmadan gözlükçü ve optikçilerin önerisiyle ya da kendi istekleri doğrultusunda KL’lerini temin etmiştir. Ülkemizde Palamar ve arkadaşları8 tarafından yapılan bir çalışmada KL kullanımına bağlı keratit atağı geçiren 21 olgu değerlendirilmiş ve bu olguların 7’si lenslerini doktor reçetesiz temin etmiştir. Donshik ve arkadaşları9 tarafından yapılan bir diğer çalışmada da KL kullanıcıların %64,9’u lenslerini doktor reçetesiyle, %13,5’lik kısmı ise optometrist reçetesiyle aldığını bildirmiştir. Özellikle ülkemizde doktor reçetesi olmaksızın KL’lerin temin edilebilmesi, uygun şekilde muayene yapılmaması birçok riskleri beraberinde getirmektedir. Bu durum halk sağlığı için ciddi bir risk oluşturmaktadır.

Çalışmamız sonucunda lens kullanıcılarının %92,8’nin KL saklama koşulları ve lens temizliği hakkında bilgilendirme aldığı tespit edildi. Ancak kullanıcıların yalnızca %47,3’lük bir kısmının bu bilgileri doktorlarından aldığını geri kalan kısmının ise gözlükçü ve optikçiler ile internetten öğrendiği görüldü. Lens kullanıcıları KL uygulaması yanında lens dezenfeksiyonu, kullanılan solüsyonlar, lens saklama kaplarının temizliği ve kontaminasyonun nasıl engellenebileceği konusunda eğitilmelidir.10 Bu eğitimin en ideal şekilde KL reçetesini yazan göz hekimi tarafından verilebileceği kanısındayız. Burada tartışılması gereken diğer önemli bir nokta ise gözlükçü ya da optikçilerin bu konularda ne kadar bilgi sahibi olduğudur. Ne yazık ki ülkemiz koşullarında bu durum da önemli bir risk yaratmaktadır.

Önemli bir diğer nokta ise KL kullanıcılarının yalnızca %43,9’luk kısmının lens kullanımı sırasında düzenli doktor kontrollerine gitmesidir. Bu durumun ortaya çıkabilecek komplikasyonların erken tanı ve tedavisini engelleyebileceğini düşünmekteyiz. Kullanıcıya KL’ler ile ilgili temel eğitimin verilmesinin yanı sıra ortaya çıkabilecek her hangi bir şikâyette erken dönemde doktora başvurması gerektiği öğretilmelidir.

Sonuç olarak bizim çalışmamıza katılan lens kullanıcılarının önemli bir kısmı KL’i reçetesiz olarak almakta ve edinmesi gerekli bilgileri doktor dışı kaynaklardan elde etmektedir. Bu nedenle özellikle üniversitelerden başlayarak toplumun tüm kesimlerine yayılacak eğitim ve bilinçlendirme kampanyalarının planlanmasının yararlı olacağını düşünmekteyiz. Derneğimizin Kontakt Lens Birimi tarafından yürütülen çalışmaların daha da yaygınlaşması ve desteklenmesi gerektiği kanısındayız. Ancak bu şekilde kullanıcı kaynaklı komplikasyonların engellenebileceğini düşünmekteyiz.

Ya­zışma Ad­re­si/Ad­dress for Cor­res­pon­den­ce: Dr. Erdem Dinç, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Mersin, Türkiye
Tel.: +90 324 337 43 00/1645 Gsm: +90 533 651 48 12 E-pos­ta: [email protected]
Ge­liş Ta­ri­hi/Re­cei­ved: 16.08.2011 Ka­bul Ta­ri­hi/Ac­cep­ted: 04.11.2011
*Bu çalışma 41. Uluslar arası ECLSO Kongresinde poster sunum olarak kabul edilmiştir.