Künt Travmaya İkincil Gelişen İzole Lens Ön Kapsül Rüptürü: Patofizyolojisi ve Tedavisi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Olgu Sunumu
P: 197-199
Ağustos 2016

Künt Travmaya İkincil Gelişen İzole Lens Ön Kapsül Rüptürü: Patofizyolojisi ve Tedavisi

Turk J Ophthalmol 2016;46(4):197-199
1. Okmeydani Training And Research Hospital, Ophthalmology Clinic, Istanbul, Turkey
2. Istanbul University Cerrahpasa Faculty Of Medicine, Department Of Ophthalmology, Istanbul, Turkey
3. Alfagöz Medical Center, Izmir, Turkey
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 07.09.2014
Kabul Tarihi: 24.10.2014
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Yirmi beş yaşında erkek hastanın sağ gözünde künt travmaya bağlı izole lens ön kapsül yırtığı ve matür katarakt izlendi. Travmadan bir hafta sonra, sağ gözde en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK) el hareketi seviyesinde idi. Hastanın yapılan B-scan ultrasonografisinde, lens arka kapsülünün intakt olduğu izlendi, vitreus içi yabancı cisim izlenmedi ve herhangi bir retinal patoloji saptanmadı. Hastanın bilgisayarlı orbita tomografisinde, sağlam olan göz ile kıyaslandığında, ön kamaranın sığlaştığı, lens materyalinin hacminin ve reflektansının arttığı izlendi. Ayrıca, glob intakt olarak görülmüş ve çevre kemik yapılarda fraktür saptanmadı. Fakoemülsifikasyon yöntemi kullanılarak kataraktöz lens materyali temizlendi ve katlanabilir, akrilik, arka kamara göz içi lensi kese içine implante edildi. Sağ gözde ameliyat sonrası EİDGK 20/20 seviyesinde idi.

Giriş

Künt travmaya bağlı lens ön kapsülünün izole yırtığı çok nadir gelişen bir durumdur.1,2,3,4,5 Bu çalışmada sağ gözüne odun çarpmasına bağlı künt travma gelişen genç hastada meydana gelen izole lens ön kapsül yırtığının bulgularını sunmak, oluşum mekanizmasını ve cerrahi tedavisini paylaşmak amaçlanmıştır.

Olgu Sunumu

Yirmi beş yaşında erkek hasta sağ gözüne odun parçası çarpmasına bağlı gelişen künt travma sonrası birinci günde perioküler ağrı şikayetiyle kliniğimize başvurdu. Başvuru anında en iyi düzeltilmiş görme keskinliği (EİDGK) sağ gözde 1/10, sol gözde 10/10 idi. Göz içi basıncı sağ gözde 10 mmHg, sol gözde 12 mmHg olarak ölçüldü. Biyomikroskopik muayenede sağ gözde hafif kapak ödemi, 1+ konjonktival injeksiyon, kornea saydam, pupilla planında lens ön kapsülünün tam ortasından geçen, saat 7.00-11.00 arası, üstte ve altta iris arkasından lens ekvatoruna kadar uzandığı izlenimi veren, lens ön kapsülüne sınırlı vertikal yönde bir ön kapsül rüptürü ve henüz fundus muayenesini ciddi oranda engellemeyen travmatik katarakt izlendi (Resim 1). Bu aşamada yapılan retina muayenesinde izlenebilen arka kutup, midperifer ve perifer retina alanlarında patoloji saptanmadı.

Görme keskinliği travma sonrası üçüncü gün 1/10 seviyesinde iken lens kesafetinin artmasıyla travma sonrası yedinci günde el hareketi seviyesine düştü (Resim 2). Yabancı cismi ve glob rüptürünü ekarte etmek ve mevcut durumun dokümentasyonu için hastaya B-scan ultrasonografi ve bilgisayarlı orbita tomografisi tetkikleri yapıldı. Hastanın yapılan B-scan ultrasonografisinde, vitreus içi yabancı cisim izlenmedi ve retinal patoloji saptanmadı (Resim 3). Hastanın bilgisayarlı orbita tomografisinde, sağlam olan göz ile kıyaslandığında, ön kamaranın sığlaştığı, lens materyalinin hacminin ve reflektansının arttığı izlendi. Ayrıca, glob intakt olarak görüldü ve çevre kemik yapılarda fraktür izlenmedi (Resim 4).

Hastanın travma evrelemesi Birmingham Göz Travma Terminolojisi (BGTT) ve Oküler Travma Skoru (OTS) ile hesaplandı. BGTT’ye göre kapalı glob yaralanması oluşan hastada yaralanmanın niteliği kontüzyon tipinde olup ilk muayenedeki görme keskinliğine göre hesaplanan evresi C idi. Relatif afferent pupiller defekt izlenmedi. Yaralanma yeri zon 2 bölgesinde idi. Hastanın OTS ile hesaplanan ham değer toplamı 90 olup OTS skoru 4 idi.

İleri derecede travmatik katarakt gelişen hastada görme keskinliğini artırmak için cerrahi tedavi planlandı. Uygulanan cerrahide sırasıyla, 2.8 mm slit ve 20 g MVR bıçaklar yardımıyla temporal girişli saydam kornea kesileri yoluyla ön kamaraya giriş, hava altında tripan mavisi ile kapsül boyaması, bimanuel irrigasyon aspirasyon tekniği ile lens ekstraksiyonu, enjeksiyon yoluyla kese içine katlanabilir, akrilik, arka kamara göz içi lens implantasyonu ve pupilla planında temporal ve nazal yarım daireler şeklinde ön kapsüloreksis işlemleri uygulandı. Cerrahi sırasında zonüllerin ve arka kapsülün intakt olduğu izlendi. Kornea kesileri hidrasyonla sütürsüz olarak kapatıldı (Resim 5). Ameliyat sonrası ilk gün görme keskinliği tashihsiz 20/20 olarak saptandı.

Tartışma

Künt göz travmasına sekonder gelişen kristalin lensteki hasar; lens dislokasyonu, lens subluksasyonu veya arka kapsül rüptürü ile sonuçlanabilmektedir.6,7,8

Lens arka kapsül rüptürü, göreceli olarak ön kapsül rüptürüne göre daha sık izlenmektedir.6,7,8 Gampanella ve ark.’nın9 bildirdiği mekanizmaya göre, künt travmaya bağlı arka kapsül rüptürü gelişmesi, vitreus ile lens arayüzü arasındaki anatomik ilişkiye dayalıdır. Bu teoriye göre, ön kortikal vitreustan lens arka kapsülüne uzanan Wiegert ligamanı, genellikle lensin midperiferal bölgesine yapışır ve yaşlanmayla birlikte bu bağın gücü zayıflar. Gözün ön-arka aksta hızlı bir şekilde kompresyonu ve hemen sonrasında ekspansiyonuna sekonder olarak, Wiegert ligamanının etkisiyle, lens arka kapsülü yırtılır.

Banitt ve ark.’nın3 hipotezine göre, künt travmaya sekonder gelişen izole lens ön kapsül yırtığının oluşumu olasılıkla ya korneanın lense hızlı fokal indentasyonu (direkt darbe yaralanması) ya da vitreusun travmaya sekonder olarak rebound etki ile lense doğru yüksek basınç uygulaması (karşı darbe yaralanması) sonucunda meydana gelmektedir.

Bizim düşüncemize göre, gelen travmanın şiddeti daha düşük ise gözün ön-arka aksta kompresyonundan sonra, ekspansiyon oluşmasıyla arka kapsül yırtığı gelişirken; daha yüksek şiddetteki travmalarda, ekspansiyon oluşmasına zaman kalmadan doğrudan ön-arka aksın kompresyonuna bağlı ön kapsül yırtığı gelişebilmektedir. Özellikle bizim olgumuzda olduğu gibi genç hastalarda ön hyaloidin gergin, vitreusun kompakt, zonüllerin intakt olarak bulunması, ön kapsül rüptürünün ekvator seviyesinde sınırlamasını, arka kapsüle doğru devam etmemesini sağlamaktadır. Yine muhtemelen gergin ön hyaloidin darbe etkisini tamponlayıp karşı darbe etkiyle enerjiyi lense doğru aktarması retinayı ve arka kutbu darbe etkisinden korurken, lens materyalinin elastik olmasıyla, darbenin son etkisinin ön kapsül rüptürü olarak ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu tip olgularda hastanın yaşının genç olması, dokuların dayanıklı ve elastik olması, hasarı sınırlandırdığı gibi, kataraktöz lens materyalinin sadece irrigasyon-aspirasyon ile temizlenebilmesi mümkün olabilmekte ve sonuç olarak uygulanan cerrahinin anatomik ve görsel sonuçlarının oldukça yüz güldürücü olmasını sağlamaktadır.

Etik

Hasta Onayı: Alınmıştır.

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.

Yazarlık Katkıları

Cerrahi ve Medikal Uygulama: Mehmet Serhat Mangan, Hüseyin Yetik, Konsept: Mehmet Serhat Mangan, Dizayn: Mehmet Serhat Mangan, Veri Toplama veya İşleme: Mehmet Serhat Mangan, Ceyhun Arıcı, Analiz veya Yorumlama: Mehmet Serhat Mangan, İbrahim Tuncer, Literatür Arama: Mehmet Serhat Mangan, Yazan: Mehmet Serhat Mangan.

Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.

Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.