Kataraktı Olan Gözlerde Göz İçi Lens Gücü Hesaplanmasında Parsiyel Kohorens İnterferometri ile Optik Düşük Kohorens Reflektometri Yöntemlerinin Karşılaştırılması
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 419-423
Aralık 2014

Kataraktı Olan Gözlerde Göz İçi Lens Gücü Hesaplanmasında Parsiyel Kohorens İnterferometri ile Optik Düşük Kohorens Reflektometri Yöntemlerinin Karşılaştırılması

Turk J Ophthalmol 2014;44(6):419-423
1. Afyon Kocatepe Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Afyon, Türkiye
2. Bozyaka Egitim Ve Arastirma Hastanesi, Göz Hastaliklari Klinigi, Izmir, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 27.02.2014
Kabul Tarihi: 15.05.2014
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Tar­tışma:

Optik biometri cihazlarının ölçümleri arasındaki uyumluluk ve farklılıkların bilinmesi önemlidir. PKİ cihazı ile ODKR cihazı arasında alınan biometrik ölçümler arasında bazı farklılıklar olmasına karşın ölçümler arasında yüksek korelasyon bulunması, her iki cihazın klinik kullanımda birbirinin yerine kullanılabileceği kanaatine varılmıştır.

So­nuç­lar:

Olguların yaş ortalaması 68,00±13,15 yıl idi (20 erkek, 7 bayan). PKİ ve OKDR biometri cihazları ile yapılan AU, K2 ve öngörülen GİL gücü ölçümler arasında anlamlı farklılık saptanmazken, PKİ cihazı ile ÖKD’nin 0,02 mm daha sığ ve K1 değerinin 0,27 D daha dik ölçüldüğü gözlendi (sırasıyla p=0,003, p=0,037). Her iki cihazla alınan ölçümler arasında anlamlı derecede yüksek korelasyon gözlendi (p<0,0001). İki cihaz arasında hastaların 1. hafta ve 1. ay refraksiyon değerlerinden beklenen sapma miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (sırasıyla p=0,152 ve 0,181).

Ge­reç ve Yön­tem:

Ocak 2013-Şubat 2013 tarihleri arasında kliniğimizde katarakt tanısı ile opere edilmiş hastaların dosyaları retrospektif incelendi. Ultrasonografik biometri, PKİ ve ODKR ölçümleri aynı seansta alınmış 42 göz çalışmaya dahil edildi. Hastaların oftalmolojik ve sistemik bulguları, cihazlardan elde edilen aksiyel uzunluk (AU), ön kamara derinliği (ÖKD), keratometrik değerler (K1, K2), emetropi için önerilen göz içi lens (GİL) gücü ölçümleri ile 20 gözde refraksiyon kusurundan sapma değerleri kaydedildi.

Amaç:

Parsiyel kohorens interferometri (PKİ) ile optik düşük kohorens reflektometri (ODKR) ölçümlerini karşılaştırmak ve refraksiyon değerlerinden beklenen sapma miktarları arasında fark olup olmadığını araştırmaktır.

Giriş

Katarakt cerrahisi, gerek cerrahide kullanılan cihazlardaki teknolojik ilerlemeler, gerek uygulamadaki gelişmeler ve gerekse göz içi lens (GİL) kalitesinin artmasıyla refraktif cerrahi olarak değerlendirilebilecek düzeye gelmiştir.1,2 Hastaların, katarakt cerrahisinden beklentileri artmıştır.3

Katarakt cerrahisinde başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden birisi preoperatif GİL gücünün hatasız hesaplanmasıdır.4 Aksiyel uzunluk (AU) ölçümü, GİL gücünün doğru hesaplanmasında en önemli ölçüm olup ortaya çıkan hatanın %50’sinden sorumludur.5 Aksiyel uzunluk ve diğer parametrelerin ölçümlerinde hataların olmaması ve hedef refraksiyona ulaşılması için yapılan biometrik ölçümler oldukça önemlidir.6,7

GIL gücü hesaplamasında ultrasonografi ve optik biometri yöntemleri kullanılmaktadır.8 Ultrasonik biometride; kontakt ve immersiyon yöntemi ile ölçüm alınabilir.9 Kontakt biometri yönteminde probun korneaya teması gerekli olduğundan, ölçümü yapan kişinin probu korneaya gereğinden çok veya az bastırması ile AU ölçümleri olduğundan daha kısa veya uzun ölçülebilmektedir. Optik biometride göze temas olmadan hızlı ve kolay ölçüm alınabilmektedir. Laser interferometrinin kullanıldığı bu cihazlarda, AU ölçümüne ek olarak merkezi korneal kalınlık (MKK) ölçümü, ön kamara derinliği (ÖKD) ve GİL gücü hesaplama formüllerinin veri tabanları mevcuttur. Korneal kontakt metoda göre 5 kat daha güvenilir olan bu yön-temde, hata payı kullanıcıdan bağımsızdır.10

Günümüzde çeşitli optik biometri cihazları bulunmaktadır. Bunlardan ikisi; parsiyel koherens interferometre cihazı-PKİ (AL Scan, Nidek, Japonya-2012) ve optik düşük-koherans reflektometri cihazı-ODKR’dir.11 (Lenstar, Haag-Streit AG, İsviçre-2009).

Optik düşük koherens reflektometri, göz içindeki mesafeleri ölçmek için ışık dalgalarının koherens süperpozisyonu kullanılır. Cihaz AU, MKK, ÖKD, AD, lens kalınlığı ve retinal kalınlık ölçümleri için 820 nm süperluminesant diod lazer kullanır. Keratometri, limbus-limbus mesafe ölçümü ve pupillometri için 950 nm ışık yayan diodu (LED) için kullanır. Cihaz tek seferde yeniden düzenleme yapmadan 16 ardışık ölçüm almaktadır ve bunların ortalaması verilmektedir.12

Parsiyel koherens interferometri, göz içindeki mesafeleri ölçmek için optik kohorens tomografiye benzer bir teknoloji kullanır. Aksiyel uzunluk ölçümü için 830 nm süperluminesant diod lazer kullanmaktadır. Ön kamara derinliği ile santral korneal kalınlık ölçümleri 470 nm LED ışık kaynağı kullanılarak Scheimpflug prensibi ile ölçülmektedir. Pupil çapı ve white-to-white ölçümleri için elde edilmiş ön segment görüntüleri üzerinden işlem yapılır.13,14

Çalışmamızın amacı; GİL gücünün hesaplanmasında PKİ ve ODKR cihazları ile yapılan biometrik ölçümlerin ve beklenen refraksiyondan sapma değerlerinin karşılaştırılmasıdır.

Gereç ve Yöntem

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı polikliniğine Ocak 2013-Şubat 2013 tarihleri arasında görme seviyesinde azalma ile başvuran, katarakt teşhisi konularak fakoemülsifikasyon yöntemi ile ameliyat edilen 53 hastanın dosyası retrospektif olarak incelendi.

Ultrasonografik biometri, PKİ ve ODKR ölçümleri aynı seansta alınmış, tam oftalmolojik muayeneleri yapılmış ve takiplerine düzenli gelmiş 27 hastanın 42 gözü çalışmaya dahil edildi. Ultrasonografik biometri (E-Z Scan AB5500+, Sonomed) için gerekli olan keratometri ölçümleri için otorefraktometrideki (RK-F1 Full Auto Ref-Keratometer, Canon) keratometri değerleri kullanıldı. Çalışma Helsinki Deklarasyonu Prensipleri’ne uygun olarak düzenlendi ve Fakültemiz Etik Kurul’undan etik onay alındı.

Parsiyel kohorens interferometri ile 48 gözün 4’ünden (%8,33), miyopik dejenerasyon, yoğun nükleer katarakt ve arka subkapsüler katarakt nedeniyle  ölçüm alınamadı, ODKR ile bu sayı aynı nedenlerle 5 (%10,42) idi ve bu gözler GİL gücü hesaplanması aşamasında çalışma dışında bırakıldı. İki cihazın AU, ÖKD, keratometrik değerler (K1, K2) ve emetropi için önerilen GİL gücü ölçümleri karşılaştırıldı. Postoperatif 1. hafta ve 1. ay otorefraktometri ile keratometri değerleri alınan ve tam oftalmolojik muayeneleri aynı hekim tarafından yapılıp dosyalarına kaydedilen 20 hastanın 20 gözünün postoperatif 1. hafta ve 1. ay düzeltilmiş en iyi görme keskinliği (DEİGK) sağlayan refraksiyon kusurundan sapma değerleri hesaplanarak iki cihaz değerleri karşılaştırıldı. Sferik eşdeğer, DEİGK sağlayan silindirik değerin yarısının sferik değere eklenmesiyle hesaplandı.

Elde edilen veriler, istatistik paket programı (SPSS for Windows, version 18.0, SPSS, Chicago, IL, USA) kullanılarak bilgisayara kaydedildi. Cihazlardan elde edilen verilerin karşılaştırılması, normal dağılım gösteren değişkenler için paired t-test, normal dağılım göstermeyen değişkenler için Wilcoxon testi kullanılarak yapıldı. Ölçümler arasındaki korelasyon, Pearson ve Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildi. Değerlendirmeler %95 güven aralığında yapıldı, p değerinin 0,05’den küçük olması istatistiksel anlamlı fark olarak kabul edildi.

Bulgular

Çalışmaya yaş ortalaması 68,00±13,15 yıl (32-84 yıl) olan 20 erkek ve 7 kadının 42 gözü dahil edildi. Tablo 1’de her iki biometri ile yapılan AU, ÖKD, keratometri ölçümleri ve emetropi için önerilen GİL güçleri gösterilmektedir. Optik düşük koherens reflektometri cihazı ile karşılaştırıldığında, PKİ cihazı ile ÖKD’nin 0,02 mm daha sığ ölçüldüğü saptandı (p=0,003). Optik düşük koherens reflektometri cihazı ile ölçülen K1 keratometri değerlerinin PKİ cihazı ölçülen değerlere göre 0,27 D daha düz olduğu görüldü (p=0,037). Parsiyel kohorens interferometri cihazı ile alınan AU, ÖKD, K1, K2 keratometri ölçümlerinin ve önerilen İOL güçlerinin, OKDR cihazı ile yapılan ölçümlerle yüksek korelasyon gösterdiği saptandı (Tablo 2).

Katarakt cerrahisi sonrası 1. hafta ve 1. ay tam oftalmolojik muayeneleri yapılmış ve bilgileri dosyalarına kaydedilmiş 20 hastanın 16’sı erkek, 4’ü kadın olup yaş ortalamaları 67,35±12,79 idi. Her iki cihaz için  operatif 1. hafta ve 1. ay beklenen refraksiyon değerlerinden sapma miktarları Tablo 3’de,  operatif 1. hafta ve 1. ay beklenen refraksiyon değerlerinden sapma miktarları hesaplanan 20 hastanın iki cihaz arasındaki AU, ÖKD, K1, K2 keratometri ölçümleri ile önerilen İOL güçlerinin karşılaştırılması Tablo 4’de gösterilmiştir. Buna göre iki cihaz AU, ÖKD ve K1 keratometri ölçümleri arasındaki fark anlamlı idi (sırasıyla p=0,029, p=0,010, p=0,008). K2 keratometri ve önerilen İOL güçlerinin farkı istatistiksel olarak anlamlı değildi (sırasıyla p=0,975, p=0,657). Refraksiyon değerlerinde beklenen sapma değerleri PKİ ile daha az saptanmasına rağmen iki cihaz arasında 1. hafta ve 1. ay refraksiyon değerlerinden beklenen sapma miktarları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (Şekil 1, 2). Pearson korelasyon analizi ile %95 güven aralığında 1. hafta ve 1. ay hedeflenen refraksiyon değerlerinden beklenen sapma değerlerinde, iki cihaz ölçümleri arasında yüksek korelasyon olduğu saptandı (r=0,943, p<0,0001 ve r=0,954, p<0,0001).

Tartışma

Katarakt ameliyatı sonrası hedef refraksiyon değerine ulaşabilmek için en önemli basamak GİL gücünün doğru hesaplanmasıdır. Olsen,15 GİL gücünün hesaplanmasındaki refraktif tahmin hatasının %36’sının aksiyel uzunluktan, %42’sinin ön kamara derinliğinden ve %22’sinin keratometri değerlerinden kaynaklandığını bildirmiştir. Bu nedenle ameliyat öncesi dönemde alınan biometrik ölçümlerin doğru ve tekrarlanabilir olması önemlidir.

Ultrasonik biometri uzun yıllar altın standart olarak kabul görmüştür. 1999 yılında ilk PKİ (IOLMaster, Carl Zeiss AG, Germany) cihazı kullanılmaya başlamasıyla ultrasonik biometri yerini daha hassas ve güvenilir optik biometriye bırakmaya başlamıştır.16,17 2009 yılında ODKR ve 2012 yılında yeni bir PKİ (AL Scan, Nidek, Japonya) kullanıma girmiştir. Bu biometriler non-kontakt olmasının yanında MKK, ÖKD, AU, lens kalınlığı ve keratometrik değerlerin ölçümüne de olanak sağlar.

Optik biometrinin tek dezavantajı ışığın geçmesini engelleyen yoğun nükleer, arka subkapsüler ve beyaz kataraktlarda hastanın ışık fiksasyonu kötü olduğundan ölçüm alınamamasıdır. Çalışmamızda; yoğun nükleer, arka subkapsüler ve myopik dejenerasyon nedeniyle PKİ cihazı ile %8,33 ODKR cihazı ile ise %10,41 oranında ölçüm alınamadı. Çalışmada kullandığımız PKİ ile literatürde bir oran bulunmamakla birlikte ODKR için bu oran çeşitli çalışmalarda %8-15 arasında değişmektedir.5,8,18,19

Yeni geliştirilen optik biometri cihazlarının ölçümleri arasındaki uyumluluk ve farklılıkların bilinmesi önemlidir. Çünkü aksiyel uzunluk hesaplanırken yapılacak 0,01 mm hata, 0,03 D GİL gücü farklılığına neden olur. Aynı zamanda; ÖKD hesaplanırken yapılabilecek 1 mm hata; yaklaşık olarak miyopik gözlerde 1 D, emetropik gözlerde 1,5 D ve hipermetropik gözlerde 2,5 D postoperatif refraksiyon hatasına neden olabilir.20 Bu nedenle, bu çalışmada cihazlar arasındaki ölçümlerdeki farklılıklara odaklanılmıştır.

Çalışmamızda; ODKR cihazı ile alınan K1 değerlerinin, PKİ cihazı ile alınan K1 değerlerinden 0,27 D daha düz olduğu saptandı. Literatürde OKDR ile çalışmada kullandığımız PKİ arasında bu ölçümleri kıyaslayan çalışma bulunmamaktadır. Buckhurst ve ark.18 yaptığı çalışmada; ODKR cihazı ile alınan ortalama K değerlerinin, parsiyel kohorens interferometri ile alınan K değerlerine göre 0,76 D daha düz olduğu saptanmıştır. Başka bir çalışmada; ODKR ile alınan ortalama K değerlerinin, parsiyel koherens interferometre ve Javal keratometri ile alınan K değerlerine göre sırasıyla 0,65 D ve 0,61 D daha düz olduğu saptanmıştır.8

Çalışmamızda, OKDR cihazı ile ölçülen ÖKD’nin, PKİ cihazı ile ölçülen ÖKD’den 0,02 mm daha derin saptandı (p=0,003). Literatürde OKDR cihazı ile çalışmada kullandığımız PKİ cihazı arasında ÖKD ölçümlerini kıyaslayan çalışma bulunmamakla birlikte PKİ ve OKDR arasında yapılan çalışmalarda da benzer bir şekilde OKDR cihazı ile ÖKD daha derin olarak saptanmıştır. Bunun nedeni olarak OKDR cihazı ile alınan ölçümlerin optik zondan, buna karşın PKİ cihazı ile alınan ölçümlerin ise lateral slit aydınlatma ile elde edilmesinden kaynaklandığı bildirilmiştir.18,21 Ancak çalışmada kullandığımız PKİ cihazı ile alınan ölçümler lateral slit aydınlatma yerine Scheimpflug görüntüleme ile elde edilmektedir.

Literatürde çalışmamızda kullandığımız PKİ cihazı ile OKDR cihazı arasında ameliyat sonrası 1. hafta ve 1. ayda hedeflenen refraksiyon değerlerinden beklenen sapma değerlerinin karşılaştırıldığı başka bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda ameliyat sonrası hem 1. hafta hem de 1. ayda hedeflenen refraksiyon değerlerinden beklenen sapma değerlerinin PKİ cihazında daha az saptanmasına rağmen iki cihaz arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı.

Sonuç olarak, PKİ cihazı ve OKDR cihazı yüksek güvenilirlikte ve hızlı ölçüm alınmasına olanak sağlayan kontakt olmayan optik biometrilerdir. İki cihaz arasında alınan biometrik ölçümler arasında bazı farklılıklar olmasına karşın ölçümler arasında yüksek korelasyon göstermektedir. Elde edilen sonuçlar, daha kapsamlı ve prospektif çalışmalarla desteklenmelidir.