Glokom Hastalarında HRT III Cihazında MRA ve GPS Algoritmalarının Tanısal Değerlerinin Karşılaştırılması
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 108-114
Mart 2014

Glokom Hastalarında HRT III Cihazında MRA ve GPS Algoritmalarının Tanısal Değerlerinin Karşılaştırılması

Turk J Ophthalmol 2014;44(2):108-114
1. Celal Bayar Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Manisa, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 05.02.2013
Kabul Tarihi: 07.11.2013
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Çalışmanın amacı Moorfields regresyon analizi (MRA) ve glokom probabilite skoru’nun (GPS) tanısal doğruluklarını incelemek ve bu iki algoritmanın gözleri normal veya anormal olarak sınıflamadaki uyumu incelemektir.

Gereç ve Yöntem:

Çalışmaya kliniğimiz glokom biriminde takip edilen 150 glokom hastası ve glokomu olmayan 120 kontrol olgusu dahil edildi. Tüm olgulara total oftalmoskopik muayene, standart akromatik perimetri muayenesi ve HRT III yazılımı/ Version 3,0 kullanan HRT II cihazı ile optik sinir başı muayenesi yapıldı. Elde edilen HRT parametreleri iki grup arasında karşılaştırıldı. Her iki analiz sisteminde sınıflamaya göre sınırda olan olgular normal kabul edildiğinde “en yüksek spesifite kriteri”, sınırda olan olgular anormal kabul edildiğinde “en yüksek sensitivite kriteri” ile tanısal kesinlik değerleri belirlendi. MRA ve GPS aralarındaki uyum kappa (κ) katsayısı hesaplanarak incelendi.

Bulgular:

Çalışmada incelenen HRT parametrelerinden konturdeki yükseklik değişimi dışında tümü hasta ve kontrol grupları arasında anlamlı olarak farklı bulunmuştur (p=0,000). Eğri altında kalan alan değerleri en yüksek değerdeki parametrelerin GPS skoru (0,817), lineer çukurluk/disk oranı (0,816), çukurluk/disk alanı (0,808) ve çukurluk alanı (0,783) olduğu görüldü. En yüksek spesifite kriterine göre MRA’nın sensitivitesi %66 spesifitesi %89,1, GPS’in ise sensitivitesi %62,7 spesifitesi %81,6 olarak bulundu. En yüksek sensitivite kriterine göre MRA’nın sensitivitesi %85,3, spesifitesi %68,3, GPS’nin ise sensitivitesi %90, spesifitesi %60,8 olarak bulundu. MRA ve GPS arasında 0,47’lik kappa değeriyle orta düzeyde %65,9 (178 göz) uyum bulundu.

Sonuç:

Çalışmamızda sonuç olarak GPS ve MRA birbirine benzer düzeyde sensitivite göstermekle birlikte, MRA’nın spesifitesi GPS’ye göre daha yüksek bulunmuştur. Her iki analiz programı arasında ise ılımlı bir uyum bulunmuştur.

Giriş

Glokom, 2020 yılında 80 milyon insanı etkileyeceği ve bunlardan yaklaşık 11 milyonunu körlükle tehdit edeceği öngörülen en önemli körlük nedenlerinden biridir.1 Hastalığın yaygınlığı göz önünde alındığında tanı yöntemlerinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Glokom tanısında ve takibinde göz içi basıncı (GİB) ölçümü yanı sıra optik diskte glokoma bağlı yapısal ve fonksiyonel hasarı değerlendirmeye yönelik çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Lazer destekli görüntüleme yöntemlerinden Heidelberg Retinal Tomografi (HRT), konfokal tarayıcı lazer oftalmoskop özelliği ile optik sinir başı ve peripapiller retina sinir lifi tabakasının (RSLT) üç boyutlu topografik görüntülerini elde ederek glokom ve sağlıklı gözler arasında yüksek derecede ayırım yapabilen bir cihazdır.2-4

HRT’nin kullandığı algoritmalardan biri olan Moorfields Regresyon Analizi (MRA) nöroretinal halka (rim) alanınında diffüz ve fokal değişiklikleri tespit ederek sağlıklı ve glokomlu optik sinir başı (OSB) arasında ayırım yapar. MRA yöntemi bireyin disk çapını ve yaşını dikkate alarak hastanın gözünü normatif veri tabanı ile karşılaştırır ve bir sınıflama yapar (normal sınırlar içinde, sınırda ve normal sınırlar dışında). Oküler hipertansiyon çalışma grubu yan çalışmasında MRA’nın primer açılı glokom gelişme ihtimalini yüksek oranda tespit ettiğini bildirilmiştir.5 MRA algoritmasının temel dezavantajı deneyimli bir operatörün optik disk sınırlarını belirlemesi gerektiğinden yönteme bir miktar subjektifliğin katılmasıdır.

Yeni HRT III yazılımı normatif veri tabanının genişletilmesi yanı sıra yeni bir algoritma olarak Glokom Olasılık Skorunu (Glaucoma Probability Score: GPS) da içermektedir. GPS yöntemi iki adet parapapiller RSLT şekli ölçümü (yatay ve dikey RSLT eğriliği) ve üç adet OSB şeklini (çukurluk boyutu, çukurluk derinliği ve rim dikliği) kullanarak glokom olasılığını sınıflar (normal sınırlar içinde, sınırda ve normal sınırlar dışında).6-8 GPS algoritması optik disk snırlarını belirleyen bir operatöre ve bir referans planına gerek duymadığından tanısal değerinin MRA’dan daha yüksek olması beklenebilir.

Bu çalışmanın amacı glokom hastalarında HRT cihazının kullandığı MRA ve GPS algoritmalarının tanısal değerlerini karşılaştırmak ve iki yöntem arasında uyum düzeyini araştırmaktır.

Gereç ve Yöntem

Bu çalışmaya Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Glokom biriminde takip edilen 150 glokom hastası ile glokomu olmayan 120 kontrol olgusu olmak üzere toplam 270 olgunun 270 gözü dahil edildi. Normal olgular hastanemize refraksiyon muayenesi için başvuran bireyler ve hastane personelinden oluşturuldu. Bu çalışmanın protokolü Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Komitesi tarafından onaylanmıştır.

Çalışmaya dahil edilen tüm olgulara görme keskinliği ölçümü, refraksiyon muayenesi, ön ve arka segment biomikroskopik muayenesi, gonyoskopi ile açı muayenesi, goldmann aplanasyon tonometre (GAT) ile GİB ölçümü, ultrasonik pakimetre ile santral kornea kalınlığı (SKK) ölçümü, Humphrey Görme Alanı cihazı (Humphrey Field Anayzer, II; Carl Zeiss meditec, Inc., Dublin, CA, ABD) ile standart akromatik perimetri (program 30-2, SITA-standard) muayenesi ve HRT III yazılımı / Version 3.0 kullanan HRT II cihazı (Heidelberg Engineering GmbH, Dossenheim, Almanya) ile OSB muayenesi yapıldı.

Çalışmaya başlangıç-orta evre primer açık açılı glokom (PAAG) veya pseudoeksfoliatif (PEX) glokomlu hastaların ve glokomu olmayan normal olguların rastgele seçilen bir gözü alındı. Hastanın her iki gözünde glokom hastalığı varsa HRT çekim kalitesi daha yüksek olan göz çalışmaya alındı. Tüm olgular için çalışmaya dahil edilme kriterleri yaşın ≥35 olması, sferik refraksiyon değerinin ≤±5 D olması, silindirik refraksiyonun ≤±3 D olması, düzeltilmiş görme keskinliği ≥20/40 olması, görme alanı muayenesi ve HRT muayenesi arasında en fazla bir ay olması, görme alanında yanlış negatif, yanlış pozitif ve fiksasyon kaybı değerlerinin <%25 olması olarak kabul edildi. Anlamlı kornea ve lens opasitesi olanlar, RSLT, optik disk veya görme alanını etkileyebilecek intraoküler, nörolojik veya romatolojik hastalığı olanlar, diabetes mellituslu hastalar ve peripapiller atrofi, tilte disk bulunan ve disk sınırları net olmayan bireyler ile cerrahi geçirmiş olgular çalışmaya dahil edilmedi.

Normal olgular, ailede glokom anamnezi olmayan, herhangi bir sistemik hastalığı olmayan, GİB ≤21 mmHg olanlar, gonyoskopide açısı açık olan (grade 3-4) ve oftalmolojik muayenesi refraksiyon kusurları dışında normal olanlar arasından seçilmiştir.

Glokom hastaları ilk tanıda GİB ≥21 mmHg olan, gonyoskopide açısı açık olan (grade 3-4), glokomatöz optik sinir değişiklikleri olan (optik disk başında, özellikle alt veya üst kutupta lokal olarak rimde çentiklenme, optik diskte çanaklaşma artışı, peripapiller RSLT’de lokal veya yaygın anormallikler), ve glokomla uyumlu görme alanı değişiklikleri olanlar (Hodapp kriterlerine göre; iki ardışık görme alanı testi ile doğrulanmış anormal glokom yarı alan testi, ardışık iki görme alanı testinde PSD <%5 olması, iki ardışık test sonucunda patern deviasyon olasılık haritasında p<%5 olarak belirlenmiş üç adet bitişik anormal nokta; bunlardan birinin olasılığı p<%1 olmalı ve hiçbiri kör nokta ile birleşik olmamalı) arasından seçilmiştir. Başlangıç ve orta derecede görme alanı kayıpları Hodapp Sınıflamasına göre değerlendirildi.9

Optik sinir başının topografik muayenesi HRT III yazılımı (Version 3.0) kullanan HRT II cihazı ile pupillalar dilate edilmeden, karanlık ortam koşullarında yapıldı. Optik disk kontür çizgisi Elsching’in skleral halkasının iç sınırı boyunca çizildi. Optik disk başı topografik görüntüleme için 10 derecelik alan kullanıldı. Magnifikasyon hatalarını gidermek için korneal kurvatür ölçümleri kayıt edildi. Kabul edilebilir HRT çekim özellikleri; iyi çekim kalitesi (görüntü sensitivitesi <%80 veya görüntü kalitesinin ‘iyi’ veya ‘çok iyi’ olması), topografi standart sapması <35 µm olması, optik diskin iyi santralize edilmesi ve çekim sırasında minimal göz hareketleri olması olarak belirlendi.

Çekimlerden ve optik disk kontürü belirlendikten sonra MRA algoritması optik diskleri eğer rim alanı öngörülen değerlerin %95’i içindeyse “normal sınırlarda”, eğer öngörülenin %95’inden küçükse “sınırda”, eğer öngörülenin %99,9’undan küçükse “normal sınırlar dışında” şeklinde otomatik olarak olarak sınıfladı. Yine çekimlerden sonra GPS algoritması eğer skor %0-%27 arasındaysa “normal sınırlarda”, %28-%64 arasındaysa “sınırda”, %65-%100 arasındaysa “normal sınırlar dışında” olarak sınıflama yaptı. GPS analizi sonuç vermiyor veya sadece global sonuç veriyorsa (GPS modeli OSB şekli ile sadece kısmen veya tamamen uyumsuz olduğunda) o göz çalışmaya alınmadı. HRT III cihazın tarafından MRA ve GPS sınıflamaları dışında her iki algoritma için belirlenen OSB ve RSLT parametreleri de ayrı ayrı kayıt edildi.

Çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizi SPSS 18.0 istatistik programı (SPSS, Inc., Chicago, IL,ABD) kullanılarak Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik ve Tıp Bilişimi Anabilim Dalı’nda yapıldı. Glokom hastaları ile kontrol grubu cinsiyet ve yaş açısından Ki-kare ve Student t-testi kullanılarak karşılaştırıldı. Anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi. Glokom hastaları ile kontrol grubunun OSB topografik parametreleri Student t-testi kullanılarak karşılaştırıldı. Anlamlılık değeri p<0,05 olarak kabul edildi. “Alıcı işlem karakteristik eğrileri” (receiver operating characteristic curves: ROC) oluşturuldu ve her bir parametrenin glokomlu gözleri normal gözlerden ayırabilme kapasitesini incelemek için ROC eğrisi altında kalan alanlar (area under curve: AUC) ayrı ayrı hesaplandı. MRA ve GPS sınıflamalarının tanısal kesinlikleri “sınırda” olan grupların normal veya anormal kabul edilmesine göre ayrı ayrı değerlendirildi. Sınıflamaya göre sınırda olan olgular normal kabul edildiğinde “en yüksek spesifite kriteri”, sınırda olan olgular anormal kabul edildiğinde “en yüksek sensitivite kriteri” ile tanısal kesinlik değerleri belirlendi. MRA skoru ve global GPS birbirleriyle karşılaştırıldı ve aralarındaki uyum kappa (κ) katsayısı hesaplanarak incelendi. Kappa (κ) değerlerine göre uyumun gücü; 0,0: uyum yok, <0,40 zayıf uyum, 0,40-0,59 orta düzeyde uyum, 0,60-0,75 iyi uyum, 0,75-0,99 çok iyi uyum ve 1,0 mükemmel uyum olarak değerlendirildi.

Bulgular

Çalışmanın hasta grubundaki 150 olgunun 104’ü (%69,3) PAAG, 46’sı (%30,7) ise PEX glokom tanısı almıştı. Hasta grubu yaş ortalaması 64,56±9,87 (38-86) olan 70’i (%46,7) kadın 80’i (%53,3) erkek hastadan, kontrol grubu yaş ortalaması 57,79±8,00 (41-80) olan 87’si (%72,5) kadın 33’ü (%27,5) erkek hastadan oluşuyordu. Hasta grubuyla kontrol grubu arasında cinsiyet dağılımı ve yaş açısından anlamlı farklılıklar mevcuttu (sırasıyla p=0,001 ve p=0,000, Ki-kare ve Student t testi).

Hasta ve kontrol grupları arasında SKK, GİB, C/D oranı, görme alanı MD ve PSD değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar mevcuttu (tümü için p=0,000, Student t testi). Hasta ve kontrol grupları arasında refraksiyon değerleri açısından anlamlı bir farklılık bulunmuyordu (p=0,545).

HRT III cihazı ile hasta ve kontrol gruplarında belirlenen parametreler Tablo 1’de sunulmuştur. Bu parametrelerden konturdaki yükseklik değişimi dışındaki tüm parametrelerde hasta grubu ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar mevcuttu (p=0,000, Student t testi) (Tablo 1).

ROC eğrisi altında kalan alan (area under curve: AUC) değerleri ve ROC eğrisinde glokomlu ve normal gözleri en iyi ayıran eşik değerleri Tablo 1’de görülmektedir. En yüksek AUC değerlerine sahip parametreler global GPS skoru (0,817), lineer çukurluk/disk oranı (0,816), çukurluk/disk alanı (0,808) ve çukurluk alanı (0,783) olarak bulundu. Global GPS skoru, lineer çukurluk/disk oranı, çukurluk/disk alanı ve çukurluk alanı parametrelerinin ROC eğrisinde glokomlu ve normal gözleri en iyi ayıran eşik değerleri sırasıyla 0,44 (sensitivite %76, spesifite %74), 0,56 (sensitivite %74, spesifite %73), 0,31 (sensitivite %74, spesifite %71) ve 0,62 (sensitivite %73, spesifite %73) olarak bulundu.

MRA ve GPS algoritmalarına göre optik diskin genel sınıflandırılmasına ait veriler Tablo 2’de görülmektedir. En yüksek spesifite kriterine göre (sınırda olgular normal kabul edildiğinde) MRA’nın sensitivitesi %66 spesifitesi %89,1, GPS’in ise sensitivitesi %62,7 spesifitesi %81,6 olarak bulundu. En yüksek sensitivite kriterine göre (sınırda olgular anormal kabul edildiğinde) MRA’nın sensitivitesi %85,3, spesifitesi %68,3, GPS’in ise sensitivitesi %90, spesifitesi %60,8 olarak bulundu.

Yukarıdaki analizlere ilaveten, HRT III algoritmalarının glokomun erken evrelerinde tanısal değerini incelemek amacıyla Hodapp sınıflamasına göre başlangıç görme alanı defektleri olan “erken evre glokom hastaları” araştırıldı ve toplam 90 gözün bu tanıma uyduğu belirlendi. Erken evre glokom hastalarının MRA ve GPS algoritmalarına göre sınıflandırılması ayrıca incelendi (Tablo 3). Buna göre erken evre hasta grubunda en yüksek spesifite kriterlerine göre (sınırda olgular normal kabul edildiğinde) MRA’nın sensitivitesi %56,7, GPS’in sensitivitesi ise %55,6 bulundu.

Tablo 4’de çalışma kapsamındaki tüm olgularda MRA ve GPS optik sinir başı sınıflamalarının (“normal sınırlar içinde”, “sınırda” ve “normal sınırlar dışında” şeklinde) dağılımı görülmektedir. Buna göre MRA ve GPS arasında 0,47’lik kappa değeriyle MRA ve GPS arasında orta düzeyde %65,9 (178 göz) uyum bulundu.

Tartışma

Konfokal lazer tarayıcı oftalmoskop teknolojisini kullanan HRT cihazı peripapiller RSLT’nin ve OSB’nin üç boyutlu topografik görüntülerini elde ederek glokom tanı ve takibinde ön plana çıkmıştır.3 HRT’nin OSB değerlendirmesinde, sağlıklı ve glokomlu gözleri birbirinden ayırmada klinik olarak önemi çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir.2,4 Bu çalışmada HRT III cihazının kullandığı MRA ve GPS algoritmalarının glokomu olan ve olmayan gözlerde tanısal değerleri karşılaştırılmıştır.

Bu çalışmaya alınan olguların tümü Kafkasya kökenli beyaz olup HRT III parametreleri incelenirken normal veri tabanındaki beyaz Avrupalı bireylere ait veriler kullanılmıştır. Çalışmamızda optik disk alanı glokom ve kontrol gruplarında sırasıyla 2,08 mm2 ve 1,89 mm2 dir. HRT ile yapılmış benzer çalışmalarda glokom hastalarında disk alanı Türk toplumunda 2,20 mm2, İspanyollarda 2,16 mm2, İtalyanlarda 2,04 mm2 olarak bulunmuştur.10-12 Normal bireylerde ise disk alanı Türklerde 1,94 mm2, İspanyollarda 2,04 mm2, İtalyanlarda 1,81 mm2 olarak bildirilmiştir.10-12 Çalışmamızda glokom ve kontrol gruplarında elde edilen ortalama optik disk alanları daha önceki Türkiye ve Avrupa kökenli çalışmalardakilerle benzerlik göstermektedir.

Çalışmamızda ortalama optik disk alanı kontrol grubunda hasta grubundan anlamlı olarak küçük bulunmuştur (p=0,000). Coops ve ark., Jindal ve ark., Andersson ve ark., Zangwill ve ark. ve Bozkurt ve ark. da disk alanı için glokom hastaları ve normal bireyler arasında çalışmamızdakine benzer farklılıklar bildirmiştir.7,10,13-15 Çalışmacılar küçük disklerde muayene ile glokomatöz hasarın belirlenmesinin zor olması nedeniyle bu hastaların çoğunlukla normal olarak değerlendirilip glokom birimlerine yönlendirilmediğine, öte yandan büyük diske sahip hastaların glokom yönünden daha fazla şüphe çektiği gerçeğine işaret etmiştir. Ayrıca yanlı örneklem sonucu böyle bir sonuç ortaya çıkabileceği düşünülmüş, ancak hasta seçiminde görme alanı korelasyonunun bu yanlı örneklem ihtimalini ortadan kaldırabileceği bildirilmiştir.7,15 Bizim çalışmamızda kontrol grubu seçilirken GİB yüksekliği olmayan, ailede glokom hikayesi olmayan ve görme alanında glokomatöz herhangi bir defekt olmayan olgular değerlendirildiğinden yanlı örneklem ihtimali büyük oranda ortadan kalkmıştır.

Benzer çalışmaların birçoğunda disk alanının MRA ve GPS’nin tanısal güçlerine etkisinin küçük disklerde sensitivitenin, büyük disklerde ise spesifitenin azalması şeklinde olduğu bildirilmiştir.7,13,15-17 Burgansky-Eliash ve ark.18 GPS’de disk boyutunu ilgilendiren bir parametre olmadığından disk ölçülerinin GPS’nin glokom tahminine önemli bir etkisinin olmayacağını, sadece küçük ve sığ disklerde sonucun etkilenebileceğini bildirmiştir. Zangwill ve ark.5 ise OHT çalışmasına yardımcı konfokal tarayıcı lazer oftalmoskop çalışmasında, bilinenin aksine, PAAG gelişen hastaların disklerinin gelişmeyen hastalara göre daha küçük olduğunu rapor etmiştir.

Bu çalışmada hasta grubu ve kontrol gruplarında ROC eğrileri oluşturulmuş ve her bir HRT parametresinin glokomlu gözleri normal gözlerden ayırabilme kapasitesini incelemek için ROC eğrisi altında kalan alanlar (AUC) ayrı ayrı hesaplanmıştır. En yüksek eğri altında kalan alana sahip parametre olarak global GPS skoru (0,817) bulunmuştur; bunu takiben en yüksek değerler lineer çukurluk/disk oranı (0,816), çukurluk/disk alanı (0,808) ve çukurluk alanı (0,783) parametrelerinde bulunmuştur.

Global GPS skoru değerleri hasta grubu için ortalama 0,65±027, kontrol grubu için ise ortalama 0,29±0,26 olarak bulunmuştur. Global GPS skorunun ROC eğrisinde glokomlu ve normal gözleri en iyi ayıran eşik değeri 0,44 (sensitivite %76, spesifite %74) olarak bulunmuştur. Global GPS skorunu için spesifite %90 olarak belirlendiğinde, eşik değeri %46 sensitivite ile 0,81 olarak bulunmuştur.

Burgansky-Eliash ve ark.18 yaptıkları çalışmada eğri altında kalan alan değeri en yüksek HRT parametrelerinin yatay RNFL eğriliği (0,905) ve global GPS skoru (0,899) olduğunu bildirmiştir. Jindal ve ark.15 ve Ferreras ve ark.11 ise eğri altında kalan alan değerleri en yüksek olan parametrelerin çukurluk/disk alanı (0,842), (0,94) rim/disk alanı (0,842), (0,94). Yine Ferreras ve ark.’nın19 ve Moreno-Montanes ve ark.20 yapmış oldukları farklı çalışmalarda global GPS skorları ortalaması sırasıyla 0,62 ve 0,77 bulunmuştur. Badala ve ark.21 ve De Leon-Ortega ve ark.22 ise çalışmalarında en yüksek eğri altında kalan alana sahip parametreleri sırasıyla çukurluk/disk alanı (0,91) ve lineer çukurluk/disk alanını (0,85) olarak bildirmişlerdir. Son olarak da ülkemizden Bozkurt ve ark.10 yaptıkları çalışmada eğri altında kalan alanlarda en yüksek değer yine global GPS (0,86) olmuş ve onu çukurluk/disk alanı, rim/disk alanı ve lineer çukurluk/disk izlemiştir. Global GPS skoru 0,52’lik eşik değeri ile %74 sensitivite ve %82 spesifite göstermiştir.

Çalışmamızda optik disklerin sınıflanması incelendiğinde “en yüksek spesifite kriterine göre” MRA’nın sensitivitesi %66, spesifitesi %89,1, GPS’nin sensitivitesi %62,7 spesifitesi ise %81,6 olarak bulunmuştur. Ülkemizden yapılan bir çalışmada aynı kriterlerle MRA’nın sensitivitesi ve spesifitesi sırasıyla %67,7 ve %95,1, GPS’nin sensitivitesi ve spesifitesi sırasıyla %70,9 ve %88,0 olarak bildirilmiştir.10

HRT ile ilgili literatür incelendiğinde en yüksek spesifite kriterine göre hem MRA’nın hem GPS’nin sensitivitesinin spesifitesinden genel olarak daha düşük olduğu görülmektedir. Optik disklerin HRT ile incelendiği Harizman ve ark.8, Coops ve ark.7, Zangwill ve ark.14 ve Moreno-Montanes ve ark.20 yaptıkları çalışmalarda birbirlerine uyumlu olarak her iki algoritmanın sensitiviteleri spesifitelerinden düşük olmakla birlikte kendi aralarında benzer bulunmuştur. Jindal ve ark.15 en yüksek spesifite kriterine göre GPS’in sensitivitesini %73,47, spesifitesini ise %34,69; MRA’nın sensitivitesini %30,61 spesifitesini ise %98 olarak rapor etmişlerdir. Andersson ve ark.’nın13 çalışmasında yine en yüksek spesifite kriterine göre GPS’nin sensitivitesi %79, spesifitesi %94; MRA’nın sensitivitesi %87 spesifitesi ise %86 olarak bulunmuştur. Reddy23, Fansi24 ve Saito’nun16 ayrı ayrı yaptıkları çalışmalarda her iki algortimada spesifiteleri sensitivitelerinden yüksek bulunmakla birlikte bu sonuçlar diğer çalışmalarla uyumludur.

Çalışmamızda “en yüksek spesifite kriterine göre” GPS’nin sensitivite ve spesifitesinin MRA’ya göre hafifçe daha düşük olduğu, her iki algoritmada spesifitenin sensitiviteden daha yüksek olduğu görülmektedir. Sonuçlarımız yukarıdaki ilgili çalışmalarla büyük oranda benzer bulunmuştur.

Çalışmamızda “en yüksek sensitivite kriterine göre” (sınırda olgular anormal kabul edildiğinde) MRA’nın sensitivitesi %85,3, spesifitesi %68,3, GPS’in ise sensitivitesi %90, spesifitesi %60,8 olarak bulundu. Bozkurt ve ark.’nın yaptığı çalışmada en yüksek sensitivite kriterine göre MRA’nın sensitivitesi %81, spesifitesi %75, MRA’nın sensitivitesi %89,2, spesifitesi %57,6 olarak bildirilmiştir.10

HRT ile ilgili literatür incelendiğinde en yüksek sensitivite kriterine göre hem MRA’nın hem GPS’in sensitivitesinin spesifitesinden genel olarak daha yüksek olduğu görülmektedir. De Leon-Ortega ve ark.22, Ferreras ve ark.11 ve Andersson ve ark.13 çalışmalarında ise birbirlerine benzer şekilde her iki algortimanın sensitiviteleri spesifitelerinden yüksek bulunmuştur. Fansi24, Jindal15 ve Moreno-Montanes’in20 ayrı ayrı yaptıkları çalışmalarda ise GPS bulguları diğer çalışmalarla uyumlu olmakla birlikte, MRA sensitiviteleri spesifitelerinden daha düşük bulunmuştur.

Geçmişte rapor edilen birçok çalışmada glokom hastalığının ileri evrelerinde cihazın sensitivitesinin arttığı yönündedir.13,14,11,17 Her hastalıkta olduğu gibi glokomda da erken tanı oldukça önemli olduğu için çalışmacılar HRT’nin erken glokom üzerindeki tanısal etkinliğini de araştırmışlardır. Harizman ve ark.8 MRA’nın tüm hastalarda sensitivitesinin %71 iken, erken evrede glokom hastalarında %59 olduğunu, GPS’nin ise tüm hastalarda %77 iken, erken evredekilerde de benzer olduğunu (%72), dolayısıyla GPS’nin erken evre glokomda tanısal değerinin daha yüksek olduğunu rapor etmişlerdir. Moreno-Montanes ve ark.’da20 erken evre glokomda GPS’nin sensitivitesinin MRA’ya göre daha yüksek olduğu bildirmişlerdir. Jindal ve ark.15 ise MRA sensitivitesinin geçmiş çalışmalardan daha düşük çıkmasının nedeni olarak MRA’nın erken evre glokomda tanısal değerinin düşük olmasını ve kendi çalışmalarında da erken evre glokomlu olgu sayısının fazla olmasını göstermişlerdir. Reddy ve ark.23 ise çalışmalarında MRA ve GPS’nin her ikisinin de erken evre glokom olgularında sensitivitelerinin tüm olgulardan ve ileri evre glokom olgularından daha düşük seyrettiğini bildirmişlerdir.

Çalışmamızda erken evre hasta grubundaki 90 gözün en yüksek spesifite kriterlerine göre (sınırda olgular normal kabul edildiğinde) MRA’nın sensitivitesi %56,7, GPS’in sensitivitesi ise %55,6 bulunmuştur. Aynı kriterlere göre tüm olgularımızda MRA sensitivitesinin %66, GPS sensitivitesinin %62,7 olduğu göz önüne alınırsa, bizim çalışmamızda da erken evre glokomlu olgularda MRA ve GPS’nin sensitivitesinin daha düşük olduğu görülmektedir. Dolayısıyla çalışmamızda erken evre glokom olgularında MRA ve GPS algoritmalarının hasta olanları ayırt etmede birbirlerine üstünlüğü gösterilememiştir.

Çalışmamızda elde edilen MRA skoru ve global GPS skorları aralarındaki uyum kappa (κ) katsayısı hesaplanarak incelendi. Buna göre MRA ve GPS arasında 0,47’lik kappa değeriyle MRA ve GPS arasında orta düzeyde %65,9 (178 göz) uyum bulundu. MRA ve GPS algoritmalarının arasındaki uyumu araştıran benzer çalışmalarda Jindal ve ark.15 ile Moreno-Montanes ve ark.20 zayıf bir uyum elde ederken, Bozkurt ve ark.10, Burgansky-Eliash ve ark.18, Coops ve ark.7, Gabriele ve ark.25 ve Kamdeu Fansi ve ark.24 da ise iki algoritma arasında ortalama uyum olduğunu belirtmişlerdir. Diğer yandan Reddy ve ark.23 ise 0,70 kappa değeriyle iyi derecede uyum bulmuşlardır.

HRT III cihazında aynı amaçla bulunan MRA ve GPS algoritmalarının sonuçlarının büyük oranda uyumlu olması beklenirken genelde orta düzeyde bir uyum elde edildiği görülmektedir. Bu iki algoritma arasında tamamen uyum olmayışı temel olarak iki nedene bağlanmıştır. Bunlardan birincisi iki analiz programının optik diskin farklı özelliklerini incelemesidir. MRA ve GPS algoritmalarının tam uyum göstermemesinin ikinci bir nedeni erken evre glokomlu olguların mevcut çalışmalarda daha fazla yer alması olabilir; halbuki ileri evre glokom olgularında iki algoritma arasında büyük oranda uyum görülecektir. Bu değerlendirmelere göre bizim çalışmamızda da erken evre glokomlu olgu sayısının daha fazla olmasının sonucu olarak böyle bir uyum sorunu ortaya çıkmış olduğunu düşünmekteyiz.

Sonuç olarak MRA ve GPS algoritmalarının tanısal değerini karşılaştıran çalışmamızda MRA ve GPS sensitivitelerinin birbirlerine yakın olduğunu, MRA’nın spesifitesinin GPS’den daha yüksek olduğu görülmüştür. Sadece erken evre glokomu olan hastalar incelendiğinde, her iki algoritmanın da hastaları ayırt etme gücünün azaldığı ve bu grup hastalarda birbirlerine bir üstünlük göstermediği belirlenmiştir. Genel olarak MRA ve GPS arasında orta düzeyde bir uyum bulunmuştur. Çalışmamızın kısıtlayıcı alanı kontrol ve hasta gruplarının yaş ve cinsiyet dağılımının farklı olmasıdır. Kontrol grubu refraksiyon muayenesi için başvuran hastalardan ve hastane çalışanlarından oluşturduğundan ortalama yaş glokom grubundan daha düşük bulunmuştur. Ancak HRT III cihazının yaşı da kayıt altına alarak hesaplama yapması nedeniyle bu konunun sonuçları etkilemeyeceği düşünülmüştür. Literatürde cinsiyetin HRT III sonuçları üzerine etkili olduğunu gösteren bir çalışmaya da rastlanmamıştır.

Yeni geliştirilen GPS algoritması kontur çizimi gerektirmemesi ve bir referans planına gerek duymaması nedenleriyle avantajlı olmasına rağmen tanısal kesinlik açısından MRA’ya bir üstünlük getirmemektedir. Ancak HRT III ile muayenenin optik sinir konturu çizme deneyimi olmayan kişilerce yapılması söz konusu olduğunda GPS algoritmasının glokom tanısı ve taramalarında faydalı olabileceği düşünülmüştür. Bu konuda daha kesin sonuçlar için çok sayıda erken evre glokom ve glokom şüpheli olguları bünyesinde bulunduran çalışmaların gerekli olduğu düşünülmüştür.