Bilgisayar Kullanıcılarında Oküler Yüzey Hastalık İndeksi ile Kuru Göz Testleri ve Demografik Özellikler Arasındaki İlişki
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 115-118
Mart 2014

Bilgisayar Kullanıcılarında Oküler Yüzey Hastalık İndeksi ile Kuru Göz Testleri ve Demografik Özellikler Arasındaki İlişki

Turk J Ophthalmol 2014;44(2):115-118
1. Bolu Izzet Baysal Devlet Hastanesi, Göz Hastaliklari Klinigi, Bolu, Türkiye
2. Düzce Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Düzce, Türkiye
3. Abant Izzet Baysal Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Bolu, Türkiye
4. Gazi Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Ankara, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 04.06.2013
Kabul Tarihi: 16.09.2013
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Bu çalışmanın amacı; bilgisayar kullanıcılarında oküler yüzey hastalık indeksinin (OSDİ) değerlendirilmesi ve bu indeks ile kuru göz testleri ve demografik özellikler arasındaki ilişkisinin incelenmesidir.

Gereç ve Yöntem:

Bu prospektif çalışmaya; günlük yaşamının büyük bir kısmını bilgisayar karşısında geçiren, 20-40 yaş arası 178 birey dahil edilmiştir. Olguların tam bir oftalmolojik muayenelerinin yanı sıra bazal sekresyon testi, gözyaşı kırılma zamanı testi ve oküler yüzey boyanma paterni değerlendirilmiştir. Ayrıca tüm olgulara OSDİ anketi uygulanmıştır.

Bulgular:

Yaş ortalamaları 28,8±4,5 yıl olan 178 birey (101 kadın, 77 erkek) çalışmaya alındı. Ortalama bilgisayar başında kalma süresi 7,7±1,9 (5-14) saat/gün ve ortalama bilgisayar kullanım süresi 71,1±39,7 (4-204) aydı. Ortalama OSDİ skoru 44,1±24,7 (0-100) idi. OSDİ skoru ile sağ göz (p=0,005 r=-0,21) ve sol göz (p=0,003 r=-0,22) gözyaşı kırılma zamanı arasında anlamlı bir negatif korelasyon saptandı. OSDİ skoru ile kadın cinsiyet (p=0,014 r=0,18) ve günlük bilgisayar başında kalma süresi (p=0,008 r=0,2) arasında anlamlı bir pozitif korelasyon saptandı. Her iki gözün oküler yüzey boyanma paterni ile de OSDİ skoru arasında anlamlı bir pozitif korelasyon mevcuttu (sağ: p=0,03 r=0,16, sol: p=0,03 r=0,17). Yaş, sigara kullanımı, bilgisayarın türü, gözlük kullanımı, semptomların varlığı ve bazal sekresyon testi ile OSDİ skoru arasında herhangi bir ilişki saptanmadı.

Sonuç:

Uzun süre bilgisayar kullanımı, oküler yüzey problemlerine neden olmaktadır. Bu çalışmada; bilgisayar kullanıcılarında OSDİ ile gözyaşı kırılma zamanı, cinsiyet, günlük bilgisayar kullanım süresi ve oküler yüzey boyanma paterni arasında ilişki olduğu saptanmıştır.

Giriş

Günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen bilgisayarların, göz sağlığını olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Özellikle uzun süre bilgisayar karşısında kalan insanlarda gözle ilişkili şikayetler artmaktadır. Bu belirtilerin temel sebebi bilgisayar ekranının uyardığı veya artırdığı oküler yüzey bozukluğu ve akomodasyon problemleridir.1 Bilgisayar kullanımına bağlı ortaya çıkan göz yorgunluğu, kızarıklık, irritasyon ve bulanık görme gibi kuru göz sendromunu andıran belirtiler “Bilgisayar Görme sendromu” olarak isimlendirilmektedir.1 Bilgisayar kullanımına ilaveten klimalı ortam koşulları ve sigara kullanımı bu semptomları arttıran başlıca faktörlerdendir.

Oküler yüzey hastalık indeksi (OYHİ), kuru göz ile uyumlu oküler irritasyon semptomları ve bu semptomların görme ile fonksiyonel ilişkisinin hızlı değerlendirilmesini sağlamak amacıyla Outcomes Research Group tarafından geliştirilen ve 12 sorudan oluşan bir ankettir.2 Bu anket, 0 ile 100 arasında bir gösterge çizelgesi olup normal olgular ile oküler yüzey problemli hastaları birbirinden ayırmada duyarlılığı ve özgüllüğü kanıtlanmış bir testtir. Gözyaşı üretiminin göstergesi olan bazal sekresyon testi, gözyaşı stabilitesini değerlendiren gözyaşı kırılma zamanı testi ve oküler yüzey etkilenmesini gösteren korneal ve konjonktival boyanma testleri kuru göz hastalığının tanısında sıklıkla başvurulan muayene yöntemleridir.3

Bu çalışmanın amacı, bilgisayar kullanıcılarında OYHİ’nin değerlendirilmesi ve OYHİ skoru ile bazal sekresyon testi, gözyaşı kırılma zamanı testi, oküler yüzey boyanma özelliği ve demografik özelliklerin ilişkisinin incelenmesidir.

Gereç ve Yöntem

Bu çalışma için lokal klinik araştırmalar etik kurulunun onayı alınmıştır. Ayrıca tüm olgulardan çalışmaya alınmadan önce yazılı aydınlatılmış onam alınmıştır. Çalışmaya hiçbir sistemik ve bilinen oküler hastalığı olmayan, herhangi bir ilaç kullanım öyküsü olmayan, 20-40 yaş arası olan ve günde iş nedeniyle en az beş saat bilgisayar ekranı karşısında kalmak zorunda olan bireyler dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan gönüllüler, üniversite veya devlet hastanesinde bilgi işlem merkezi, fatura ve satın alma sekreterlikleri çalışanlarından oluşmakta idi. Kontakt lens kullanan, göz cerrahisi geçirmiş veya topikal damla kullanan olgular da çalışmadan dışlanmıştır. Bireylerin yaş, cins, sigara kullanımı, gözlük kullanımı, günde kaç saat bilgisayar başında kaldığı ve bunun ne kadar zamandır sürdüğü, kullanılan bilgisayarın türü (masaüstü veya dizüstü) ve oküler semptomların varlığı gibi demografik özellikleri kaydedildi. Daha sonra katılımcılara Türk vatandaşları için uyarlanmış, toplam üç bölüm ve 12 sorudan oluşan OYHİ anketi4 uygulandı. Son olarak da tüm katılımcılara görme keskinliği, bazal sekresyon testi, gözyaşı kırılma zamanı testi ve oküler yüzey boyama paternini de içeren tam bir oftalmolojik muayene yapıldı.

OYHİ anketi; oküler semptomlar, görme ile ilişkili fonksiyon ve çevresel etkenler olmak üzere üç ana bölümden oluşmaktadır.2 OYHİ anketindeki herbir soru sıfır ile dört arasında puanlanmaktadır. OYHİ skoru, orijinal ankette belirtildiği gibi 12 soruya verilen puanların toplamının 25 ile çarpımı sonucu elde edilen değerin, cevaplanan soru sayısına bölünmesi ile elde edildi.5 OYHİ skoruna göre; 0-12 puan arası normal, 13-22 puan arası hafif, 23-32 puan arası orta ve 33-100 puan arası ağır oküler yüzey hastalığı olarak kabul edildi.6

Bazal sekresyon testi, topikal %0,5 proparakain hidroklorür anestezisi altında 35 mm boyunda ve 5 mm eninde olan standart filtre kağıdının alt göz kapaklarının 2/3 lateraline yerleştirilmesi ile gerçekleştirildi. Beş dakika sonra filtre kağıdındaki ıslaklık mm cinsinden ölçülerek kaydedildi. Gözyaşı kırılma zamanı, flöresein ile boyanmış gözyaşı filminin biyomikroskobun kobalt mavisi ışığı altında izlenerek göz kırpma sonrası kornea epitelinde ilk kuru noktanın ortaya çıkması zamanı olarak saniye cinsinden ölçüldü. Oküler yüzey boyanma paterninin değerlendirilmesi için Oxford evreleme şeması kullanıldı.7 Bu evrelemeye göre oküler yüzey boyanması 0’dan V’ye kadar bir aralıkta değerlendirilmektedir.

İstatistiksel Analiz

Verileri istatistiksel analizi için SPSS 18 for Windows (SPSS Inc., Chicago, ABD) paket programı kullanıldı. Sürekli değişkenler ortalama±standart sapma, ordinal değişkenler medyan (minimum-maksimum) ve kategorik değişkenler frekans (%) olarak ifade edildi. Olası korelasyonların incelenmesi için Pearson ve Spearman korelasyon testleri uygun olan karşılaştırılmalarda kullanıldı. İkili karşılaştırmalar için Mann-Whitney U testi veya bağımsız örneklem t testi kullanıldı. Cinsiyete göre kategorik değişkenlerin değerlendirilmesi için ki-kare testi kullanıldı.

Bulgular

Çalışmaya yaş ortalamaları 28,8±4,5 yıl olan 178 birey (101 kadın, 77 erkek) dahil edildi. Ortalama bilgisayar başında kalma süresi 7,7±1,9 (5-14) saat/gün ve ortalama bilgisayar kullanım süresi 71,1±39,7 (4-204) aydı. Olguların 160’ı (%89,9) masaüstü bilgisayar ve 18’i (%10,1) dizüstü bilgisayar kullanmakta idi. Otuz altı (%20,2) olgu sigara kullanıcısı idi. Elli sekiz olgu (%32,6) uzak görme için gözlük kullanıyordu. Tablo 1’de bireylere ait demografik özellikler verilmiştir.

Ortalama OYHİ skoru 44,1±24,7 (0-100) idi. OYHİ evrelemesine göre olguların 25’i (%14) normal sınırlarda idi. Bununla birlikte 17 (%9,6) olgu hafif, 22 (%12,4) olgu orta ve 114 (%64) olgu ağır oküler yüzey hastalığına sahipti. Şekil 1’de olguların cinsiyete göre OYHİ evreleri özetlenmiştir. Çalışmaya alınan bireylerin sağ gözlerinde bazal sekresyon testi ve gözyaşı kırılma zamanı ortalamaları sırasıyla 10,4±5,8 (0-30) mm ve 8,9±4,1 (1-18) sn idi. Sol gözlerde ise bazal sekresyon testi ve gözyaşı kırılma zamanı ortalamaları sırasıyla 10,6±5,9 (0-30) mm ve 9±4,2 (1-20) sn idi. Oxford oküler yüzey boyanma evrelemesine göre sağ gözlerde 99 göz (%55,6) evre A, 51 göz (%28,7) evre B, 23 göz (%12,9) evre C ve 5 göz (%2,8) evre D idi. Sol gözlerde ise 102 göz (%57,3) evre A, 50 göz (%28,1) evre B, 22 göz (%12,4) evre C ve 4 göz (%2,2) evre D idi. Tablo 2’de çalışmaya alınan bireylerin OYHİ skoru ve kuru göz testleri cinsiyete göre ve toplam olarak özetlenmiştir.

OYHİ skoru ile sağ göz (p=0,005 r=-0,21) ve sol göz (p=0,003 r=-0,22) gözyaşı kırılma zamanı arasında anlamlı bir negatif korelasyon saptandı. OYHİ skoru ile kadın cinsiyet (p=0,014 r=0,18) ve günlük bilgisayar başında kalma süresi (p=0,008 r=0,2) arasında anlamlı bir pozitif korelasyon saptandı. Her iki gözün oküler yüzey boyanma paterni ile de OYHİ skoru arasında anlamlı bir pozitif korelasyon saptandı (sağ: p=0,03 r=0,16, sol: p=0,03 r=0,17). Yaş, bilgisayar kullanım süresi, sigara kullanımı, bilgisayarın türü, gözlük kullanımı, semptomların varlığı ve bazal sekresyon testi ile OYHİ skoru arasında herhangi bir ilişki saptanmadı.

Bilgisayar kullanım zamanlarına göre bireyler; <8 saat ve ≥8 saat olmak üzere iki gruba ayrıldıklarında, OYHİ skoru haricinde hiçbir parametrede istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Günde ≥8 saat bilgisayar kullanan bireylerin OYHİ skoru (47,7±24,2), günde sekiz saatten az bilgisayar kullanan bireylerin OYHİ skorundan (38,2±24,6) anlamlı olarak daha yüksek idi (p=0,024).

Tartışma

Bu çalışmada günde en az beş saat bilgisayar kullanan 178 bireyin OYHİ skoru, kuru göz testleri ve demografik bilgileri arasındaki ilişki incelenmiştir. OYHİ skoru ile gözyaşı kırılma zamanı arasında negatif, kadın cinsiyet, günlük bilgisayar başında kalma süresi ve oküler yüzey boyanma paterni arasında ise pozitif bir ilişki saptanmıştır. Günlük bilgisayar kullanım süresi sekiz saat veya daha üzerinde olduğunda ise OYHİ skoru belirgin olarak artmıştır. Bu bulgular günlük hayatının büyük bölümünü bilgisayar kullanarak geçiren bireylerin orta veya ileri düzeyde oküler yüzey etkilenmesi olduğunu ortaya koymaktadır.

Günde 6-9 saat bilgisayar kullanan olguların %75’inde görsel şikayetlerin olduğu bildirilmiştir.1 Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’de yapılan iki farklı incelemede göz kliniğinde muayene edilen hastaların %12,4 ve %9’unun bilgisayar kullanımı ile ilişkili semptomatik görsel veya oküler problemler nedeniyle başvurduğu saptanmıştır.1 Çalışmamızda ise günde en az beş saat bilgisayar kullanan 178 bireyin 65’i (%36,5) semptomatik görsel şikayetlerden yakınmaktaydı. Çalışmamızda bu oranın literatüre göre göreceli olarak düşük olmasının nedeni; 20-40 yaş arası genç bireyler üzerinde yapılmış olmasından kaynaklanabileceği gibi dışlama kriterlerinin fazlalığından da kaynaklanmış olabilir. Çalışmamızın genç bireyler üzerinde ve bilinen sistemik ve/veya oküler hastalığı olmayan gönüllülerde yapılmasının nedeni; özellikle çalışan genç nüfusta sadece bilgisayar kullanımına bağlı olabilecek oküler yüzey problemlerinin saptanması idi.

Ülkemizde yapılan bir çalışmada Gümüş ve ark.8 iş nedeniyle bütün gün bilgisayar karşısında geçiren 20 kişinin (15 kadın, 5 erkek) gün içindeki kuru göz parametreleri üzerindeki değişimi inceledikleri çalışmalarında akşam saatlerinde gözyaşı kırılma zamanını daha kısa, oküler yüzey boyanma skorunu ise daha yüksek bulmuşlardır. Schiermer testinde ise anlamlı değişiklik saptamamışlardır. Bununla paralel olarak çalışmamızda da günde sekiz saat veya daha fazla bilgisayar kullanan bireylerin OYHİ skoru sekiz saatten az bilgisayar kullanan bireylerden anlamlı olarak fazla idi. Benzer başka bir çalışmada ise Büyükbaş ve ark.4 bilgisayar kullanım süresinin uzaması ile göz kırpma sayısında azalma ve gözyaşı fonksiyon testlerinde bozulma saptamışlardır. Her ne kadar çalışmamızda OYHİ skoru ile göz kırpma sayısı arasındaki ilişki değerlendirilmemiş olsa da, bilgisayar kullanımı gibi dikkat gerektiren görsel aktivitelerde göz kırpma sayısının azalmasına paralel olarak gözyaşı buharlaşmasının artmasının gözyaşı fonksiyon bozukluğuna neden olabileceği akılda tutulmalıdır.

Çalışmamızda OYHİ skoru ile kuru göz hastalığında kullanılan tanısal testlerden gözyaşı kırılma zamanı ve oküler yüzey boyanma paterni arasında bir ilişki saptanmıştır. Ancak benzer bir ilişki OYHİ skoru ile bazal sekresyon testi arasında saptanamamıştır. Bu sonuçlar Gümüş ve ark.’nın8 sonuçları ile birebir benzerlik göstermektedir. Buradan da anlaşılabileceği gibi, gözyaşı kırılma zamanı ile korneal ve konjonktival boyanma testleri oküler yüzey hastalığını daha iyi gösteren belirteçler olarak ifade edilebilir. Bir başka deyişle, gözyaşı miktarından ziyade gözyaşı stabilite bozukluğu ve oküler yüzey hasarı daha çok oküler semptomlara neden olmaktadır.

OYHİ; kronik kuru göz hastalığı, hastalığın şiddeti ve hastanın görsel fonksiyonu üzerine etkisi ile ilgili oküler yüzey semptomlarının hızlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlayan bir ankettir.6 OYHİ’nin amaçları oküler yüzey hastalığının tanısını daha kolay, daha hızlı ve daha güvenilir yapmaktır. Klinisyenlere hastanın hikayesine ek olarak kapsamlı öznel veri sağlamaktadır. OYHİ aynı zamanda spesifik bir kuru göz tedavisinin etkinliğini ölçmeye de yarayabilir. İş nedeniyle bütün gün bilgisayar karşısında çalışan bireylerde ortalama OYHİ skoru 46,7±14,9 olarak bulunmuştur.8 Büyükbaş ve ark.4 ise günde altı saatin üzerinde bilgisayar kullanan bireylerde ortalama OYHİ skorunu 43,41±12,6 olarak saptamışlardır. Bu iki çalışma sonucuna paralel olarak çalışmamızda da günde en az beş saat bilgisayar kullanan bireylerin ortalama OYHİ skoru 44,1±24,7 olarak tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmamızda, günde sekiz saat veya üzerinde bilgisayar kullanan bireylerin ortalama OYHİ skoru 47,7±24,2 olarak saptanırken, günde sekiz saatten az bilgisayar kullanan bireylerin ortalama OYHİ skoru 38,2±24,6 olarak saptanmıştır.

Kuru göz, bilgisayar görme sendromunun gelişimine oldukça önemli katkıda bulunmaktadır. Uchino ve ark.9 bilgisayar kullanan ofis çalışanlarında erkeklerde %10,1 ve bayanlarda %21,5 oranında kuru göz semptomları saptamışlardır. Kadınlarda daha sık görülen kuru gözün prevalansı yaşla artmaktadır.10-12 Amerika Birleşik Devletleri’nde kadınlarda ve erkeklerde 50 yaşın üzerinde kuru göz prevalansı sırasıyla %7,8 ve %4,3 olarak saptanmıştır.11,12 Çalışmamızda da kadınların OYHİ skoru erkeklere göre istatistiksel olarak anlamlı oranda yüksekti. Bu durum, bilgisayar kullanan genç kadın ofis çalışanlarında oküler yüzey hastalığının aynı yaş grubundaki erkek ofis çalışanlarından daha fazla olduğunu göstermektedir. Bu farklılık kadın ve erkek arasındaki hormonal farklılıklarla açıklanabilir.

Sonuç olarak, uzun süreli bilgisayarın kullanımı gözyaşı kırılma zamanı ve oküler yüzey boyanma testlerinde anlamlı değişikliklere neden olmaktadır. Ayrıca uzun süre bilgisayar kullanımı, OYHİ ile tespit edilen semptomatik oküler yüzey hastalığına neden olmaktadır.