Türkiye'de Baskın Göz Oranı - Orijinal Araştırma
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 60-63
Ocak 2008

Türkiye'de Baskın Göz Oranı - Orijinal Araştırma

Turk J Ophthalmol 2008;38(1):60-63
1. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Çanakkale
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 19.10.2007
Kabul Tarihi: 08.02.2008
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Türkiye'de dominant (baskın) göz oranının ve ilişkili faktörlerin araştırılması.

Gereç ve Yöntemler:

Periyodik muayene kapsamında Ağrı Asker Hastanesi Göz Kliniği'ne başvuran yaflları ortalama 31,48 ± 5,73 (21-51) olan 300 asker çalışmaya dahil edildi. Dolman metodu (hole-in-the-card test) ile baskın göz tespit edildi. Yazı yazarken ve tetik çekerken hangi elin kullanıldığı sorgulandı. Görme keskinliği muayenesinde kırma kusurları tespit edildi. Tüm bu verilerle baskın göz arasında ilişki araştırıldı. Verilerin analizi SPSS 11.5 paket programında yapıldı. İstatiksel nalizlerde ortalamalar için Mann Whitney U, kategorilerin karşılaştırılmasında Khi-Kare testi kullanıldı. <0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

Sonuçlar:

Sağ göz baskınlık oranı %80, sağ el ile tetik çekimi %95 ve sağ el ile yazı yazma oranı %94 olarak bulundu. Sol gözü baskın olan olgularda sol eli yazı ve tetik çekiminde kullanma oranı daha yüksek olmasına rağmen, baskın göz ile; kullanılan tetik eli arasında (p=0,077), kullanılan yazı eli arasında (p=0,300) ve kırma kusurları arasında istatistiksel anlamlı bir birliktelik görülmedi (p=0,595).

Tartışma:

Sağ gözün baskınlık oranı sol göze oranla daha fazla idi. Bu çalışmanın her iki cinsiyeti de içeren daha geniş olgu sayısı ile tekrarlanabileceği ve baskın göz tespitinin genç olgularda olduğu gibi özellikle presbiyopik olgularda ve katarakt ameliyatı olacak hastalarda uygun göz ve tedavinin planlanmasında yararlı olabileceği düşüncesindeyiz.

GİRİŞ

Her iki gözden ayrı ayrı alınan görüntüye rağmen beyin bir gözden gelen görüntüyü esas alır ve kullanır. Görüntünün alındığı bu göz dominant (baskın) göz olarak adlandırılır (1). Baskın göz teleskop veya anahtar deliğinden bakarken veya silahla nişan alırken kullanılan gözdür (2). Baskın gözün belirlenmesi göz ile ilgili tüm alanlarda önemli olmasına karşın sıklıkla presbiyopik bireylerin kontakt lens veya refraktif cerrahi ile tedavileri sırasında veya katarakt ameliyatı sırasında özellikle önem arz eder. Dolman'ın "Hole-in-the-card test"'i dominant gözün belirlenmesinde uygulanabilirliği kolay bir metottur (3,4). Bu çalışmada ülkemizdeki baskın göz oranı ve ilişkili faktörler araştırıldı ve baskın göz tespitinin önemi vurgulanmaya çalışıldı.

MATERYAL-METOD

Periyodik muayene kapsamında Ağrı Asker Hastanesi Göz Kliniği'ne başvuran yaşları ortalama 31,48 ± 5,73 (21-51) olan 300 asker çalışmaya dahil edildi. Tüm askerler erkek cinsiyette idi. Dolman metodu (hole-in-the-card test) ile baskın göz tespit edildi. Bu test sırasında bireylerden kollar gergin ve vücuda paralel bir şekilde oturmaları (resim 1), 25x15 cm boyutlarında ve ortasında 3 cm çapında açıklık olan kartı karşıda gösterilen Snellen eşelindeki "CV" harfinin tam altına tutmaları (resim 2), eşelde gösterilen harfleri kartın tam ortasına getirmeleri (resim 3) ve eşeldeki harfleri görüntüden çıkarmayacak şekilde kartı yüzlerine doğru yaklaştırmaları istendi (resim 4). Uygulamaya uyum ve doğruluk açısından birkaç kez tekrarlamaları istendi. Yazı yazılırken ve tetik çekerken hangi elin kullanıldığı sorgulandı. Görme keskinliği muayenesinde ± 0,50 miyopi, astigmatizma ve hipermetropi göz ardı edildi. Tüm bu verilerle baskın göz arasında bağlantı araştırıldı. Daha önce bir göz ameliyatı geçiren veya katarakt gibi görme keskinliğini azaltacak herhangi bir patolojisi olan olgular çalışma dışı bırakıldı.

Verilerin analizi SPSS 11.5 paket programında yapıldı. İstatiksel analizlerde ortalamalar için Mann Whitney U, kategorilerin karşılaştırılmasında Ki-Kare testi kullanıldı. P<0,05 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.

SONUÇ

Sağ göz baskınlık oranı %80, tetik çekerken sağ el kullanım oranı %95 ve sağ el ile yazı yazma oranı %94 olarak bulundu. Baskın gözü sol olanlarda yazı ve tetik eli olarak sol elin kullanımına daha sık karşılaşıldı. Ancak baskın göz ile; kullanılan tetik eli arasında (tablo 1) (p=0,077), kullanılan yazı eli arasında (tablo 2) (p=0,300) ve gözlük derecesi arasında (tablo 3) (p=0,595) istatistiksel anlamlı bir birliktelik görülmedi. Görme keskinliği muayenesinde en çok emetropi (%75,6) tespit edildi.

TARTIŞMA

Bu çalışmaya sadece erkek olguların dahil edilmesi çalışmanın eksik yönü olarak görülebilir. Bu nedenle Türkiye'deki baskın göz oranının belirlenmesinde daha fazla sayıda ve kadın olguların da iştiraki ile yapılacak yeni çalışmalarla bu sonuçlar doğrulanabilir. Zira, Reiss ve ark. sağ göz baskınlık oranını %66,1 olarak bildirirken (2), erkeklerde bu oranı kadınlara göre biraz daha yüksek bulmuşlardır. Fink ise 1938 yılındaki araştırmasında erkek ve kadın karışık bir grupta sağ göz baskınlık oranını %80 olarak bildirmiştir (4). Sadece erkeklerin yer aldığı bu çalışmada da %80 olarak bulunmuştur.

Presbiyopik yaş grubunun kontakt lens, gözlük veya refraktif cerrahi ile tedavileri sırasında veya sıklıkla karşılaştığımız katarakt ameliyatlarından önce baskın gözün bilinmesi çok önem arz etmektedir. Bu tedavi şekilleri ile hastaların her iki gözü emmotrop hale getirilebilir ve yakın gözlüğü reçete edilebilir. Bir diğer alternatif ise baskın gözün uzak, baskın olmayan gözün ise yakın tashihi için ayarlanmasıdır. Baskın olmayan göz kişinin yaşı yla da ilişkili olarak sıklıkla -1,00 ile -2,50 dioptri miyop bırakılır. İlk defa Westsmith ve ark. Günümüzden yaklaşık 40 yıl önce kontakt lens kullanarak bu uygulamayı yapmış ve monovizyonu deneyimlemiştir (5).

Monovizyon sayesinde uzağı görmesi için emmotrop yapılan baskın göz ve yakını görmesi için tashihli baskın olmayan göz foveal fiksasyonu alterne ederek hem yakında hem uzakta net bir görüntü sağlamaktadır (6).

Baskın gözün tespitinde kullanılan Dolman metodu hem doktor hem de hasta için uygulaması kolay ve doğruluğuda oldukça yüksektir. Günlük hayatta bir gözün kapatılarak veya bir el ile halka oluşturularak yapılan pratik yöntemlerde hatalar olabilmektedir. Banks ve ark. bir cisim eğer gözlerden birine daha yakın ise, beyin o cismi o gözle daha büyük gördüğü için cisme yakın olan gözün normalde baskın olmayan göz olsa dahi baskın hale geçtiğini bildirmişlerdir (7). Yine aynı şekilde Khan ve ark. bakış açılarında 15,5 derecelik bir kaymanı n baskın gözü değiştirebildiğini bildirmişlerdir (8). Dolman metodunda yaklaşık 25x15 cm boyutlarında bir kart kullanıldığı ve kollar gergin paralel tutulduğu için böyle bir sorunla karşılaşılmamaktadır.

Daha önce Hebben ve ark.'ın yaptığı bir çalışmada kırma kusurları ve baskın göz arasında bir ilişki saptanamamı ştır (9). Bu çalışmada da kırma kusurları ile baskın göz arasında istatistiksel anlamli bir ilişki bulunamamıştır. Mansour ve ark. erkeklerde yazı eli olarak sağ elini kullanan erkeklerin yüzdesini %93 olarak bulurken (10), baskın göz ile arasında ilişki bulamamışlardır. Bu çalışmada da yakın sonuçlar alınmıştır. Tetik eli olarak sağ el %95 oranında kullanılırken, yazı eli olarak %94 oranında kullanılmakta idi. Sol gözü baskın olanlarda yazı ve tetik çekmek için sol elin kullanımı daha sık idi ancak istatistiksel anlamlı değildi.

Bu çalışmada amaçlanan Türkiye'de baskın göz oranının ve ilişkili faktörlerin araştırılması ve bunun klinik öneminin belirtilmesi idi. Bu çalışmanın önemi; genç olgularda, düşük dereceli kırma kusurlarında tek göze uygulanacak kontakt lens veya cerrahi tedavi sırasında ve özellikle de presbiyopik olgularda ortaya çıkmaktadır.

Baskın olmayan gözün ameliyattan önce tespit edilerek hastanın yaşına uygun bir dioptride miyop bırakılması ile hastanın uzak ve yakın görmede konforu arttırılabilmektedir. Aslında rutin uygulamalarımızda hastanın kırma kusurunun bir miktar miyopi tarafında kalması planlanmaktadır ancak baskın göz tespiti bazen tlanabilmektedir.

Burada önemli olan nokta ise: Aynı zamanda baskın göz tespitinde de bir metod olan; her iki gözün önüne ayrı ayrı +2,00 dioptri cam koyularak hastaya hangi göz ile görmesinin daha iyi olduğu sorulduğunda, hastanın "Görmem çok azaldı" dediği gözünün baskın gözü olduğunun unutulmaması gerektiği ve baskın gözün kırma kusurlarından çok daha fazla etkilendiği ve algınlanan görüntüden esas sorumlu göz olduğudur. Bu nedenle baskın gözün uzak görüntü için ayarlanması daha uygun olacaktır.

Genç yaştaki olgularda ve özellikle de presbiyobik ve katarakt ameliyatı olacak hastalarda tedavi protokollerinden önce baskın olan gözün belirlenerek uzağa, baskın olmayan gözün ise yaşına göre bir miktar miyop bırakılarak yakına odaklanması ile ameliyat sonrasında uzak ve yakın görüşte daha fazla görme keskinliği ve hasta konforu sağlanabileceğini düşünmekteyiz.