ÖZET
Sonuç:
Sikloplejik duruma göre pilokarpin ile uyarılan akomodasyonun aksiyel miyopide ve emetropideki lens kalınlıgına etkileri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur.
Bulgular:
Siklopentolat damlatıldıktan sonra ortalama lens kalmlıgı aksiyel miyop grubunda 3.78 ± 0.08 mm iken kontrol grubunda 3.76 ± 0.10 mm idi. Pilokarpin damlatıldıktan sonra ortalama lens kalmlıgı aksiyel miyop grubunda 3.96 ± 0.08 mm iken kontrol grubunda 4.00 ± 0.08 mm idi. Hem siklopentolat (p>0.05) hem de pilokarpin (p>0.05) damlatılması sonrası lens kalınlıkları açısından aksiyel miyop grubu ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi. Sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası ortalama lens ka-lınlıgındaki artış aksiyel miyop grubunda 0.21 ± 0.10 mm iken kontrol grubunda 0.21 ± 0.11 mm idi. Aksiyel miyop grubu ve kontrol grubu arasında sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası lens kalmlıgı artışı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi (p>0.05).
Gereç Yöntem:
Bir gözünde aksiyel miyopisi ve iki gözünün sferik eşdeğerleri arasında 3 dioptriden fazla fark olan 27 olgu çalışmaya dahil edildi. Olguların ortalama yaşı 27.3 ± 8.1 (yaş sınırı: 14 ile 43) yıl idi. Tüm olguların her iki gözünün aksiyel uzunluk ve lens kalınlıkları siklopentolat %1 ve pilokarpin %2 damlatılması sonrasında ultrasonik biyometri ile ölçüldü. Aynı olguların aksiyel miyop gözleri (çalışma grubu) ile daha düşük aksiyel uzunluga sahip gözlerinin (kontrol grubu) biyometri sonuçları karşılaştırıldı.
Amaç:
Sikloplejik duruma göre pilokarpin ile uyarılan akomodasyonun aksiyel miyopide ve emetropideki lens kalınlığına etkilerini karşılaştırmak.
Manyetik rezonans görüntüleme ve ultrasonik biyo- metri kullanılarak yapılan çalışmalarda göz küresinin ekvator çapı, ön-arka aksiyel uzunluk ve dikey akslarının miyopik gözlerde hipermetropik gözlerden daha uzun ol- dugu gösterilmiştir (1-3). Göz küresi özellikle çocukluk çagmda miyopik gözlerde hipermetropik gözlere göre daha fazla büyümektedir (4-6). Dogal lens zonüller aracılı- gıyla siliyer cisim ve göz küresi ile baglıdır (7). Zonüller- de artan gerilim ve gevşeme ile lens kalmlıgı degişmekte ve akomodasyon gerçekleşmektedir (8). Çocukluk çagm- da göz küresinin büyümesi sırasında ekvator çapındaki genişleme zonüllerdeki gerilmeyi arttırarak lens kalmlıgı- nı etkileyebilir (9-11).
Yaşam boyunca dogal lens büyüme gösterir. Ayrıca genetik özellikler nedeniyle kişiler arasında lens kalmlık farklılıkları bulunabilir (13). Bu nedenlerle lens kalmlı- gmdaki degişimlerin incelendigi çalışmalarda sonuçların uygun bir kontrol grubu ile karşılaştırılması önemlidir.
Çalışmamızın amacı sikloplejik duruma göre pilokar- pin ile uyarılan akomodasyonun aksiyel miyopide ve emetropideki lens kalmlıgma etkilerini karşılaştırmaktı. Yaşa baglı lens büyümesi ve kişiler arası degişkenligin ölçümlere etkisini en aza indirebilmek için tek taraflı yüksek aksiyel miyopisi olanlarda lens kalmlıgı aynı olguların göreceli olarak emetrop olan diger gözleri ile karşılaştırmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM
Ekim 2003 ile Mart 2005 arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı polikli- nigine başvuran, bir gözünde aksiyel miyopisi ve iki
gözünün sferik eşdegerleri arasında 3 dioptriden (D) fazla fark olan 27 olgu çalışmaya onam formu verdikten sonra dahil edildi. Çalışma Helsinki Deklarasyonuna uygun olarak yapılmış ve etik kurul tarafından onanmıştır. Yirmi yedi olgunun 13'ü erkek, 14'ü kadın idi. Olgularm ortalama yaşlan 28.4 ± 7.5 yıl (aralık: 16-43 yıl) idi. Daha yüksek miyopisi olan gözler "aksiyel miyop -çalışma grubu", aynı olgularm diger gözleri ise "kontrol grubu" olarak belirlendi. Daha önceden göz cerrahisi geçirenler, belirgin göz veya nörolojik hastalıgı olanlar çalışmaya dahil edilmedi.
Yukarıda belirtilen kriterlere uyan hastaların görme keskinlikleri, öznel refraksiyonlan, ve Goldmann apla- nasyon tonometresi ile göz içi basınçları ölçüldü. Tüm olgulara biyomikroskopi ve pupilla dilatasyonu sonrası fundus muayenesi yapıldı.
Aksiyel uzunluk ve lens kalınlıkları ultrasonik biyo- metri ile ölçüldü. Biyometri ölçümü öncesinde topikal anestezi uygulandı. Tüm ölçümler için kontakt biyometri cihazı (Alcon Occuscan, Alcon Surgical, Fort Worth,TX, USA) kullanıldı. Biyometri ölçümleri pilo- karpin %2 damlatılmasından 30 dakika, siklopentolat % 1 damlatılmasından 45 dakika sonra yapıldı. Siklopentolat sonrası yapılan ölçümler pilokarpin sonrası yapılan ölçümlerden 3 ile 7 gün arasmda degişen bekleme süresi sonrasında yapıldı. Ultrason biyometri ölçümleri sadece bir araştırmacı tarafından gerçekleştirildi. Sikloplejik duruma göre pilokarpin ile uyarılan lens kalmlık artışı: pilokarpin %2 damlatılmasından sonra ölçülen lens kalmlı- gı degerinden siklopentolat %1 damlatıldıktan sonra ölçülen lens kalmlıgı degerinin çıkarılması ile elde edildi.
Tüm istatistiksel analizler için SPSS 11.0 yazılımı kullanıldı. Verilerin dağılımı Shapiro-Wilk testi ile değerlendirildi. Veriler normal dağılım göstermemesi nedeniyle iki gruptaki bağımlı değişkenleri karşılaştırmak için parametrik olmayan Wilcoxon işaretli sıralar testi kullanıldı. Korelasyonlar Spearman'ın korelasyon katsayısı ile değerlendirildi. 0.05'den küçük p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
Aksiyel miyop ve kontrol gruplarında siklopentolat %1 ve pilokarpin %2 sonrası lens kalmlıgı ve pilokarpin sonrası lens kalınlık artışı ve iki grubun karşılaştırılmasının istatistik degerleri Tablo 1'de görülmektedir. Ortalama anizometropi 5.30 ± 1.40 (3.25 - 8.50) D idi. Sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası lens kalmlık artışı açısından aksiyel miyop ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p = 0.612). Hem aksiyel miyop hem de kontrol grubunda sikloplejik duruma göre pilokarpin sonrası lens kalınlıgmda artış ile aksiyel uzunluk arasındaki korelasyonlar ve istatistik degerleri Şekil 1'de gösterilmiştir. Her iki grupta da sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası lens kalmlıgmda artış ile aksiyel uzunluk arasında istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulunamadı (aksiyel miyop grubu; r=0.02, p= 0.921; kontrol grubu: r= 0.16, p= 0.377).
Aksiyel miyop ve kontrol gruplarında yaş ile lens kalmlıgı ve sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası lens kalmlıgmda artış arasındaki korelasyonlar ve istatistik degerleri Şekil 2 ve Şekil 3'de gösterilmiştir. Hem aksiyel miyop (r= 0.53, p= 0.002) hem de kontrol (r= 0.74, p= 0.001) grubunda yaş ile lens kalmlıgı arasmda dogru orantılı korelasyon gözlendi. Ayrıca, her iki grupta da yaş ile lens kalmlıgı artışı arasmda ters orantılı korelasyon gözlendi (aksiyel miyop grubu: r= -0.43, p=0.014; kontrol grubu: r=-0.53, p=0.002).
TARTISMA
Histolojik çalışmalar siliyer kasın elastik tendonlarmm Bruch membranı- nm elastik tabakası ile ilişkide bulun-
dugunu göstermektedir. Bu durum dogal lensten uygulanan kuvvetin siliyer kaslar ve zonüller aracılıgıhyla ko- roid ve skleraya iletilebilecegini göstermektedir (7). Mutti ve ark. erken çocukluk döneminde dogal lensin göz küresindeki büyümeye incelerek cevap verdigini bildirmişlerdir (6,9,10). Bununla beraber, geç çocukluk döneminde, dogal lenste sertleşme nedeniyle incelme cevabı azalmaktadır. Böylece geç çocukluk döneminde göz büyümesi sırasında lensteki gerilimin artmasma bag- lı olarak zonüllerdeki kuvvet artmaktadır. Zonüllerdeki kuvvet artış mm ekvatordaki genişlemeyi smırladıgı ve buna baglı olarak da gözde oval bir büyüme geliştigi iddia edilmiştir (6,9,10,11). Bu durum miyoplarda aksiyel uzunlugun ekvator çapmdan daha büyük oldugunu gösteren manyetik rezonans çalışmaları ile desteklenmektedir (5,6). Zonüllerde artan gerilimin sklera gibi dogal lenste de şekil degişikligi meydana getirebilecegi ve buna baglı olarak aksiyel myopisi olanlarda lens akomo- dasyonunda sınırlamalar oluşabilecegi iddia edilmektedir (7,11,12). Bazı çalışmalar miyoplarda akomodasyon cevabının bozuk oldugunu bildirse de (14-16), diger çalışmalar miyoplar ile hipermetroplar arasında akomodasyon amplitüdleri arasında belirgin bir fark olmadıgmı göstermiştir (17-19).
Çalışmamızda, aksiyel miyop grubu ile kontrol grubu arasında lens kalınlıkları ve sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatıldıktan sonraki lens kalmlık artışı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenme
miştir. Sonuçlarımız göz büyümesinin lens kalmlıgı üzerine belirgin bir etkisinin olmadıgmı göstermektedir. Oli- veira ve ark. (20) ultrasonik biyomikroroskopi kullanarak yaptıkları çalışmada siliyer cisim kalmlıgmm aksiyel uzunluk artışı ile beraber arttıgım göstermiştir. Buna dayanarak siliyer cisim kalmlıgı göz küresinin genişlemesine baglı olarak artarak göz küresindeki genişlemenin zo- nüllere etkisini azaltabilecegi iddia edilmiştir (20). Bu durum çalışmamızda aksiyel miyop grubu ile
kontrol grubu arasında neden istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadıgımızı kısmen de olsa açıklayabilir. Bununla beraber zonüllerin gevşemesi gibi, farklı mekanizmalar da göz küresindeki genişlemeyi kompanse edebilir. Bu durumun açıklıga kavuşturulabilmesi için göz küresindeki büyümenin zonüllerdeki gerilime etkisinin öl- çülebildigi çalışmalara ihtiyaç vardır.
Çalışmamızda, hem aksiyel miyop hem de kontrol grubunda yaş ile beraber sikloplejik duruma göre pilokarpin damlatılması sonrası lens kalmlık artışında istatistiksel olarak anlamlı bir azalma gözlenmiştir. Bu durum, akomodasyonun yaş ile beraber azalması ile uyumludur (8,21). Ayrıca, her iki grupta da yaş ile beraber lens ka- lınlıgında istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlenmiştir. Bu sonuç yaşla beraber akomodasyon öncesinde lens kalmlıgmda artış oldugunu bildiren çalışmalar ile uyumludur (22-24).
Çalışmamızda tek taraflı aksiyel miyoplu gözler aynı yaş ve genetik özelliklere sahip ve göreceli olarak normal gözler karşılaş tırılmış tır. Tek taraflı miyoplarda akomodasyon ölçümünde bazı zorlukları bulunmaktadır. Akomodasyon ölçümü için farklı öznel ve nesnel teknikler kullanılabilmektedir (23). Öznel ölçüm teknikleri farklı uzaklıklarda veya farklı refraksiyon ortamlarında olgunun görme keskinliginin degerlendirilmesine dayanmakta olup, ölçüm için olgularm iyi görme keskinli- gine sahip olmaları gerekmektedir. Yapılan çalışmalar öznel tekniklerin duyarlılıgmm düşük oldugunu göstermiştir (23,25). Ayrıca yüksek anizometropi nedeniyle olgularımızın bir çogunda ambliyopi bulunması nedeniyle çalışmamızda öznel akomodasyon ölçüm teknikleri kullanılmamıştır (23,26).
Nesnel akomodosyon ölçüm teknikleri daha çok lens kalmlıgmm ölçümüne dayanmaktadır (21). Siklopentolat ve pilokarpin ile uyarılma sonrasında aksiyel uzunluk ve lensin ön-arka kalmlıgmm aynı anda ölçülebilmesi için günümüzde iki teknik kullanılmaktadır. Bu tekniklerden birisi ultrasonik biyometri, digeri ise parsi- yel koherens interferometridir (21,27,28). Çalışmamız yapıldıgı sırada ticari olarak kullanlan parsiyel koherens interferometri cihazı bu teknigi sadece aksiyel uzunluk ölçümünde kullanmakta olup lens kalmlıgı ölçümlerini optik olarak yapmakta idi. Yapılan çalışmalar optik ölçümlerin parsiyel koherens interferometre kadar güvenilir olmadıgmı göstermektedir (25). Yeni geliştirilen tekniklere ragmen, ultrasonik aplanasyon biyometrisi aksiyel uzunluk ölçümü için günümüzde en sık kullanılan tekniktir (28,29). Her ne kadar ultrason biyometri ile yapılan ölçümlerde ön kamara derinligi ve aksiyel uzunlu- gu kornea indentasyon sebebiyle daha düşük ölçme egi- limi olsa da fakik gözlerde ultrasonik biyometri ile parsiyel koherens interferometre ölçümleri arasmda yüksek korelasyon bulunmuştur (30). Ayrıca, Hennessy ve ark. fakik gözlerde kontakt ve immersiyon ultrasonik biyometri teknikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamamıştır (31). Bununla beraber bazı çalışmalar akomodasyondaki oynamalar nedeniyle lens kalmlıgı ölçümlerinin aksiyel uzunluk ölçümlerinden daha fazla oynama gösterdigini bildirmiştir (32,33). Çalışmamızda, farmakolojik uyarılma nedeniyle lens kalınlık ölçümünde oluşabilecek oynamaların daha az olması beklenebilir.
Çalışmamızdaki akomodasyon cevabı siklopentolat %1 ve pilokarpin %2 ile uyarılarak elde edilmiştir. Ancak farmakolojik olarak uyarılan akomodasyonun fizyolojik akomodasyondan çok lens ve siliyer kasların kapasitesini gösterdigi okuyucular tarafından göz önünde bulundurulmalıdır (34). Ayrıca pilokarpin ile uyarılan akomodasyon cevabı doz bagımlı olarak gerçekleşmekte olup olgular arasmda göz içi farmakokinetik ve iris pig- mentasyon farklılıkları sonuçları etkileyebilir (34). Çalışmamızda aksiyel miyopik gözler ile kontrol gözlerinin aynı genetik yapıya sahip olmaları nedeniyle bu etkilenmenin en düşük düzeyde kalması öngörülmüştür.
Sonuç olarak, çalışmamızda hem lens kalmlıgı hem de sikloplejik duruma göre pilokarpin ile uyarılmış lens kalmlık artışı açısmdan aksiyel miyop ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Bu sonuçlar miyoplarda aksiyel uzunluk ile lens kalmlıgı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki ol- madıgmı göstermektedir.