Şaşılıkta Cerrahi Müdahaleyi Geciktiren Faktörler - Orijinal Araştırma
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 510-514
Kasım 2008

Şaşılıkta Cerrahi Müdahaleyi Geciktiren Faktörler - Orijinal Araştırma

Turk J Ophthalmol 2008;38(6):510-514
1. Firat Üniversitesi Tip Fakültesi, Göz Hastaliklari Anabilim Dali, Elazig
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 18.01.2008
Kabul Tarihi: 19.07.2008
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Şaşılık cerrahisi geçiren hastalarda, tanı ve cerrahi müdahaleyi geciktiren faktörleri tespit etmek.

Yöntem:

Ocak-Aralık 2006 tarihleri arasında kliniğimizde şaşılık cerrahisi geçiren hastalarda veya hasta ailelerinde, tanı ve tedaviyi geciktiren faktörler sorgulandı.

Bulgular:

Hastaların 38'u erkek 39'u kadındı ve yaşları 9 ay ile 60 yıl arası degişmekteydi. Hastaların 45'i on yaş altıydı (18 hastanın şaşılıgı 6 aylıktan daha önce, 27 hastanın şaşılıgı 6 aylıktan sonra fark edilmişti). Fark edilişinden hekime götürülme süreleri, on yaş üstü grup için 1 ay ile 43 yıl (86±108), on yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen grup için 1 ile 60 ay (11±17), on yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grup için 1 ile 42 ay (6±11) arası degişmekteydi. İlk başvurularını göz hekimine on yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen grupta 17 (94%) hasta; on yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grupta 21 (78%) hasta; on yaş üstü grupta 29 (91%) hasta yapmıştı. Sadece on yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grupta, ilk başvurularını göz hekimine yapan 2 hastada hekime baglı tanı gecikmesi olmuştu. Sonuç olarak 77 hastanın 2'sinde göz hekimine baglı tanı gecikmişti. Ameliyatı kabul etme süresi 10 yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen grupta ortalama 6±12 ay; 10 yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grupta 3±10 ay; on yaş üstü grupta 25± 48 aydı. Hastaların %62'si ameliyatı hemen kabul ederken, %38'ı daha kötü olacagı, sebebini açıklayamadıgı korku, hekime güvenmeme, anestezi riskleri, ihmal, ailevi problemler ve belki ileride düzelir düşünceleri ile ameliyat olmayı reddetmişlerdi.

Sonuç:

Şaşılık tanı ve tedavisinde degerli zamanın kaybedilmemesi için göz doktorlarının ve de halkın egitimine daha fazla özen gösterilmelidir.

GİRİŞ

Şaşılıgm etiyolojisi kesin olarak bilinmemekte, bu nedenle tedavi şaşılıgm tipine göre degişmektedir. Şaşılık tedavisinde görmeyi arttırmak, binoküler görme sag-lamak ve hastanın görünümünü düzeltmek amacıyla optik, ortoptik, farmakolojik ve cerrahi tedavi yöntemleri kullanılmaktadır (1). Cerrahi müdahale fonksiyonel ve kozmetik nedenlerle yapılmaktadır. Cerrahi tedavide amaç görme eksenlerindeki kaymanın düzeltilerek binoküler tek görmenin saglanması ve kozmetik açıdan iyi bir görünüm elde edilmesidir (2). Aksi halde strabismik ambliyopiye baglı binoküler sistemin etkilenmesi ile stereopsis kaybolmaktadır. Şaşılık mevcut olan bir kişide binoküler görmenin bozulması ve buna baglı ambli-yopi gelişmesi, kişinin hem çalışma hayatmı ve meslek seçimini etkilemekte hem de estetik problemler dogura-rak kişinin psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir (3-5).

Şaşılıgm başlama yaşı, operasyon yaşı, anizometro-pi varlıgı, preoperatif kayma miktarı, gözün aksiyel uzunlugu, binoküler görme potansiyeli, ek oküler patoloji varlıgı, preoperatif ölçümlerin hata payı, cerrahi teknikler arasındaki fark, kasların yapışma yerlerindeki de-gişiklik gibi faktörler cerrahi başarıyı etkileyen nedenler arasındadır (6). Erken cerrahi tedavinin motor ve senso-riyal gelişme başarısını arttırdıgı birçok yazar tarafından kabul edilmektedir (7-9).

Bu çalışmanın amacı şaşılık cerrahisi geçiren hastalarda, tanı ve cerrahi müdahaleyi geciktiren faktörleri tespit etmektir.

YÖNTEM

Etik kurul izni alındıktan sonra Ocak-Aralık 2006 tarihleri arasındaki sürede klinigimizde şaşılık nedeniyle opere edilmiş hastalar veya hasta aileleri Tablo 1'deki form ile sorgulandı ve sonuçlar degerlendirildi.

BULGULAR

Opere edilen toplam 77 hastanın 38'u erkek 39'u kadm ve yaşları 9 ay ile 60 yıl arası degişmekteydi (ortalama yaş 13±12 yıl). Hastaların 45'i on yaş altı (18 hastanın şaşılıgı 6 aylıktan daha önce, 27 hastanın şaşılı-gı 6 aylıktan sonra fark edilmişti), 32'si on yaş ve üstüydü (Tablo 2). On yaş üstü gruptaki hastaların 16'si erkek, 16'si kadm, on yaş altı gruptaki hastaların 22'si erkek, 23'ü kadmdı. Şaşılıgm ilk fark ediliş ortalama yaşı tüm grup için 38±83 ay, on yaş üstü grup için 65±123 ay, on yaş altı grup için ise 18±18 aydı (Tablo 2). Fark edilişinden hekime götürülme süresi tüm grup için 1 ay ile 43 yıl (40±79 ay), on yaş üstü grup için 1 ay ile 43 yıl (86±108), on yaş altı grup için 1 ay ile 5 yıl (8±13 ay) arası degişmekteydi (Tablo 2).

10 yaş altı grupta şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen 18 hastanın şaşılıgm ilk fark edilişinden hekime götürülme süreleri 1 ile 60 ay (11± 17) arası degişmekteydi (Tablo 3). Göz hekimine başvurduklarında gruptaki hastaların yaşlan 5 ila 66 ay (16±17) arası degişmekteydi, sadece üç hastanın yaşları göz hekimine başvurduklarında hala 6 aym altındaydı (Tablo 3). 10 yaş altı grupta şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen 27 hastanm şaşılıgm ilk fark edilişinden hekime götürülme süreleri 1 ile 42 ay (6±11) arası değişmekteydi (Tablo 3). Göz hekimine başvurduklarında yaşları 8 ila 96 ay (38± 24) arası değişmekteydi (Tablo 3).

10 yaş altı grupta şaşılığı 6 aylıktan daha önce fark edilen 18 hastanın 17'si (94%) ilk başvurularını göz hekimine, 1'i (6%) ise pediatriste yapmıştı (Şekil 1). Pedi-atrist hastayı göz hekimine sevk ederek tanı konmasını saglamıştı Yani bu grupta hastaların hiçbirinde hekime baglı tanı gecikmesi olmamıştı.10 yaş altı grupta şaşılığı 6 aylıktan daha sonra fark edilen 27 hastanın 21'i (78%) ilk başvurularım göz hekimine, 5'i (19%) pratisyen hekime, 1'i (3%) ise diger branş hekimine yapmıştı (Şekil 2). Pratisyen, pediatrist ve diger branş hekimleri hastaları göz hekimine sevk ederek tanı konmasını sag-lamışlardı İlk başvuruyu göz hekimine yapan 21 hastanın 2'sinde şaşılıgm olmadıgı söylenerek hasta kontrole çagırılmıştı. Bu hastaların yaşları göz hekimine başvurduklarında 8 ve 25 aylıklardı. Bu iki hastadan biri 3 ay digeri 6 ay sonra bir başka göz hekimine başvurarak şaşılık tanısı almış ve tedavi başlanmıştı.

10 yaş üstü gruptaki 32 hastanın 29'u (91%) ilk başvurularım göz hekimine, 1'i (3%) pratisyen hekime, 1'i (3%) pediatriste, 1'i (3%) ise diger branş hekimine yapmıştı. Bu gruptaki hastaların hiçbirinde hekime baglı tanı gecikmesi yoktu.

Tüm gruplar incelendiginde 77 hastanın sadece 2 (3%) sinde göz hekimine baglı tanı gecikmesi olmuştu (Şekil 3).

Ortalama takip süresi 10 yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen grupta 29±26 ay; 10 yaş altı şaşılı-gı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grupta 15±21 ay; on yaş üstü grupta 50±55 aydı (Tablo 4). Ameliyatı kabul etme süresi 10 yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha önce fark edilen grupta ortalama 6±12 ay; 10 yaş altı şaşılıgı 6 aylıktan daha sonra fark edilen grupta 3±10 ay; on yaş üstü grupta 25±48 aydı (Tablo 4).

Hastaların %62'si ameliyatı hemen kabul ederken, %38'i ameliyatı kabul etmedi. Kabul etmeme nedenleri %34 ile daha kötü olacagı, %24 ile sebebini açıklayama-dıgı korku, %14 ile hekime güvenmeme, anestezi riskleri, ihmal, ailevi problemler ve belki ileride düzelir düşünceleriydi (Tablo 5).

TARTIŞMA

Pediatrik yaş grubunda şaşılık tanısı ambliyopinin düzeltilmesi ve binoküler görmenin kazanılabilinmesi için en kısa zamanda konulmalı ve tedaviye derhal başlanmalıdır. Erken cerrahi düzeltme ile ambliyopinin cerrahi sonrası bazen kendiliginden düzelebildigi (10) ve binoküler görme kazanım oranmm yaş küçüldükçe arttı-gı bilinmektedir (6). Hastalar daha sonraki yaşamlarında, ambliyopinin neden oldugu fiziksel, psikojenik ve egitimle ilgili sorunlardan, erken tedavi ve gerekirse cerrahi ile binoküler görmenin kazanılmasıyla daha az etkilenebilirler.

Şaşılık öncelikle çocukluk çagmm hastalıgı olarak düşünülse de hastalık erişkin nüfusun yaklaşık %4'ünü etkileyerek erişkinler arasında oldukça sık görülmektedir (11). İleriki yaşlarda ortaya çıkmasa bile, çocukluk yaşında ortaya çıkmış olan uygun tedavi edilmemiş veya geç tedavi edilmiş şaşılık daha ileri yaş dönemlerinde hastaları fiziksel ve psikolojik yönlerden etkileyebilmektedir. Altı yaşından itibaren çocukların şaşı kişileri fark ettigi ve onlar hakkında negatif tutum içinde oldukları gösterilmiştir (12). Şaşılık ve arkadaşlık gelişimi, benlik ve diger önemli psikolojik durumlar arasında negatif bir ilişki oldugunu ve hatta problemlerin sadece çocuklarda degil erişkin dönemde de devam ettigi bilinmektedir (4). Olitsky ve ark. şaşı kişilerin toplumda daha az zeki, daha az yetenekli ve ortoforik kişilerden daha kötü iletişim becerisine sahip kişiler olarak algılan-dıgmı rapor etmişlerdir (13). Ayrıca şaşılık cerrahisinin şaşılıklı hastalarda görülen psikososyal sorunları iyileş-tirdigi gösterilmiştir (5).

Şaşılık hastalarında cerrahi müdahale ile hastalıgm başlaması arasındaki süre çogu kez uzamıştır. Bu genelde hastaların cerrahi müdahalenin tipi, başarı oranları, yan etkileri ve komplikasyonları hakkında yanlış ve eksik bilgilendirilmelerine baglı olabilir. Coats ve ark. erişkin şaşılık hastalarındaki cerrahi müdahaleyi en sık geciktirme nedenlerini, göz hekiminin cerrahiyi önermemesi (%27), göz hekimince cerrahi önerilmesine ragmen hastalarca kabul edilmemesi (%23) ve önceden yetersiz cerrahi dışı tedavi geçirmesi (%13) şeklinde saptamışlardır (14).

Çalışmamızda, şaşılık cerrahisinin çogu kez gecik-tirildigi saptadık. En sık ameliyat reddetme nedeni %34 ile daha kötü olacagı, %24 ile sebebini açıklayamadıgı korku, %14 ile hekime güvenmemeydi. Göz doktoru tarafından muayene edilmelerine ragmen şaşılık tanısı 2 (%3) vakada gecikmişti.

Şaşılıkta erken cerrahi müdahale oranları, özellikle göz ve de diger branş hekimlerinin egitimleri sırasındaerken cerrahi müdahalenin önemi vurgulanarak, halkm egitimine daha fazla özen göstererek ve de erişkin yaş grubundaki hastalara şaşılıgm neden olabilecegi psiko-sosyal sıkıntılar hastaya anlatılarak artırılmalıdır. Göz doktorunun, cerrahi müdahale öncesi hastayı psikolojik olarak müdahaleye hazırlayıp ona güven vermesi, cerrahi müdahalenin erken kabul edilmesinde en önemli faktördür.