ÖZET
Yorum:
Bu çalışmada, yaşın ön segment parametreleri üzerine farklı şiddetlerde olmakla birlikte negatif bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Sonuçlar:
Çalışmaya 55 bayan, 57 erkek, toplam 112 hasta (ortalama yaş: 28.57) dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen bütün gözlerin kornea ön yüzey kırıcılık ortalaması 43.1 D bulundu. Ayrıca çalışma kapsamındaki gözler için MKK, ÖKD, KV, ÖKV ve ÖKA'nın ortalama değerleri sırasıyla 534 μm, 3.14 mm, 59.77 mm3, 190.26 mm3, 36.88° olarak tespit edildi. Bütün parametrelerin cinsiyet ve sağ-sol göz ayrımına göre karşılaştırılmasında parametreler arasında fark tespit edilmedi. Ancak korelasyon analizi yaşın MKK, ÖKD, KV, ÖKV ve ÖKA üzerine istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) derecede negatif etkisi olduğu ortaya koymuştur (sırasıyla r=-0.185, -0.373, -0.263, -0.320, -0.264).
Method:
Refraksiyon problemleri dışında oftalmolojik ve sistemik problemi bulunmayan 112 hastanın 224 gözü çalışma kapsamında değerlendirildi. Hastaların oftalmolojik muayenelerinden sonra standart koşullarda Pentacam ön segment değerlendirme cihazı ile kornea ön yüzey horizontal, vertikal ve ortalama keratometrik değerleri ile birlikte, merkezi kornea kalınlığı (MKK), ön kamara derinliği (ÖKD), kornea volümü (KV), ön kamara volümü (ÖKV) ve ön kamara açıları (ÖKA) değerlendirildi.
Amaç:
Normal sağlıklı bireylerden oluşan bir kontrol grubunda Pentacam (Oculus) ile elde edilmiş ön kamara parametrelerinin ortalama ve standart sapma değerlerinin tespiti ve parametrelerin yaş ile değişimini değerlendirmek.
GİRİŞ
Katarakt cerrahisi ve refraktif cerrahideki teknik gelişmelere paralel olarak, kornea topografisi, ön kamara derinligi, kristalin lensin veya göz içi lenslerinin boyutlarının güvenilir ölçümleri daha önemli hale gelmiştir. Son yıllara kadar, kornea kalmlıgı, ön kamara derinligi, gibi parametreleri ölçmekte ultrasonik biyometri en sık tercih edilen metottu. Ancak, bu metot korneal temas esnasında ölçüm tutacagmm korneaya uygun pozisyonda ve şekilde tatbikini gerektirdi ginden operatöre baglı hatalara açıktır. Bunun yanında korneanın çöktürülme -mesine dikkat edilmesi önemlidir. İşlem sırasında korneada epitel hasarı ve enfeksiyon taşıma riskinin yanı sıra, hasta için rahatsız bir metot olması da gözden kaçırılmamalıdır. Hekimlerin daha güvenilir ve uygulayıcıya daha az bagımlı teknik taleplerine non-kontakt metotlar ile cevap verilmiştir. Son yıllarda kullanıma giren başlıca non-kontakt ön segment analiz cihazları olarak; Pentacam, Orbscan, Optik Koherens Tomografi (OCT), IOL ve AC-Master sayılabilir (1).
Bu çalışmanın amacı normal saglıklı bireylerden oluşan grupta, Pentacam ile elde edilen horizontal, verti-kal ve ortalama kornea kmcılıgı ile birlikte merkezi kornea kalınlıgı (MKK), ön kamara derinligi (ÖKD), kornea volümü (KV), ön kamara volümü (ÖKV) ve ön kamara açısı (ÖKA) parametrelerinin yaş ile degişimini analiz etmektir.
MATERYAL ve METOD
Çalışmaya basit kırma kusurları bulunan 112 hasta kabul edildi. 6 diyoptriden (D) yüksek miyopi, 3 D'den yüksek hipermetropi, 3 D'den yüksek astigmatizma, klinik veya Pentacam muayenesinde keratokonus veya benzeri kornea hastalıgı (dejenerasyonundan) şüphesi olan olgular, basit kırma kusuru dışında başka bir göz hastalıgı anamnezi olan veya tespit edilenler ve herhangi bir göz cerrahisi hikayesi bulunan hastalar çalışma kapsamına alınmadı.
Pentacam analiz sistemi dönebilen bir kamera sistemi ve buna baglı bir bilgisayardan oluşmaktadır. Hastanın bilgileri kaydedildikten sonra cihaz tarama moduna getirilmektedir. Hasta cihazm önüne oturduktan sonra hastanın çenesi ve başı uygun şekilde yerleştirir. Hastadan karşısındaki ince şeritten gelen mavi ışıga sabit bakması istenir, bu sırada hekim de monitörden hastanın gözünü eş zamanlı olarak takip etmektedir. Ekranda görülen yön işaretleri hekimin hastanın gözünün görüntüsünü netleştirmesine ve merkezi olarak odaklanmasına yardımcı olur. Görüntü en uygun şekilde netleştirilip, ayarlandıgmda cihaz otomatik olarak tarama işlemine başlar ancak bu sırada hastanın gözünü yeterince açıp, hareket ettirmemesi önemlidir. Cihaz tarama işlemi sırasında istege göre saniyede 10- 50 görüntü alarak ön kamaranın dijital ortamda 3-boyutlu görüntüsü oluşturur. Bu çalışmada saniyede 25 görüntü tercih edilmiştir. Muayene sırasında pupil çapı degişebileceginden bütün hastalarda muayene standart oda ışıgı şartlarında yapılmakta ve hiçbir hastaya midriyatik damla damlatılma-maktadır.
Hastaların Pentacam muayeneleri sonucunda tespit edilen parametre degerlerinin istatistiksel analizinde SPSS programının 12.0 versiyonu (SPPS Inc., Chicago, IL, ABD) kullanıldı. Bütün parametreler için elde edilen degerler ortalama ± Standart sapma (S S) olarak deger-lendirildi. Sonuçların gözlere göre (sag-sol) ve cinsiyetlere göre farklılıgmın tespiti için tek-yönlü varyans analiz testi (ANOVA) kullanıldı. Ayrıca yaş m parametreler üzerine etkisi araştırmak için Pearson korelasyon testi tercih edildi. İstatistiksel analizlerin anlamlı olarak kabul edilebilmesi için p degerinin 0.05'den küçük olması arandı.
SONUÇLAR
Çalışmaya alman 112 olgunun ortalama yaşları 28.5 ± 8.8 (13 - 64 yaş aralığında) olarak bulundu. Bu hastaların 55'i erkek 57'si bayandı. Ortalama kornea ön yüzeyi keratometrik ölçümleri horizontal eksende ortalama 42.7 D, vertikal eksende 43.5 D olarak tespit edildi. Çalışmaya dahil edilen bütün gözlerin kornea ön yüzey kırıcılık ortalaması 43.1 D bulundu. Bizim çalışmamızda 112 kişinin 224 gözünden Pentacam ile elde etti-gimiz ortalama ± SS degerleri MKK, ÖKD, KV, ÖKV ve ÖKA için sırasıyla 532.2 ± 31.9 ^m, 3.1± 0.3 mm, 59.4± 3.5 mm3, 186.3 ± 38.4 mm3, 36.88 ± 5.6 ° dir. Tablo 1'de literatürde aynı parametrelerin farklı cihazlar ile elde edilen sonuçlarım göstermektedir (2-16). Bizim sonuçlarımızla literatür bilgilerinin karşılaştırılabilmesi için bulgularımız Tablo 1'in sonunda gösterilmiştir. Sonuçların gözlere göre (sag-sol) veya cinsiyetler göre analizleri sonuçlar arasındaki farkların istatistiksel olarak anlamlı düzeyde olmadıgmı ortaya koymuştur (p> 0.05). Yaşm parametreler üzerine etkisini araştırmak için yapılan korelasyon analizi MKK, ÖKD, KV, ÖKV ve ÖKA üzerine istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) derecede negatif etkisi oldugunu ortaya koymuştur (sırasıyla r=-0.185, -0.373, -0.263, -0.320, -0.264) (Tablo 2).
TARTIŞMA
Günümüzde gelişen teknolojik donanımlar hastalarımızın, katarakt cerrahilerinde düşük komplikasyon oranları ile yüksek görme seviyelerine, hızlı bir iyileşme süreci ile ulaşmalarım saglamaktadır. Bu cerrahilerde şu an için üzerinde durulan önemli noktalardan biri operasyon sonrasındaki ortaya çıkabilecek kırma kusurunun dogru hesaplanabilmesidir. Göz içine yerleştirilen mer-cegin kırma gücünden başka önemli olan 3 parametre daha mevcuttur. Bunlar; korneanın kırma gücü, psödo-fakik ön kamara derinligi ve psödofakik lens pozisyonudur. Korneanın kırma gücü ve psödofakik ön kamara de-rinligi ölçülebilir parametreler iken psödofakik lens pozisyonu ancak tahmin edilebilir. Korneanın kırıcılık ölçümlerini Elbaz ve ark. Pentacam ile ortalama sag ve sol gözler için sırasıyla 43.37 ± 1.66 D ve 43.53 ± 1.19 D olarak bulmuşlardır (2). Yazarlar Pentacam ile elde ettikleri degerleri IOL-Master ve otomatik keratometri ile karşılaştırdıklarında IOL-Masterin her iki cihaza göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek keratometri degerleri verdigini belirtmişlerdir (2). Ancak, Reuland ve ark. çalışmalarında aradaki farkın bu kadar anlamlı olmayabilecegini belirtmişlerdir (3). Biz çalışmamızda 224 gözün ortalama kornea kırıcılıgmı 43.1 ± 1.3 D olarak tespit ettik. Çalışmamızda gözleri sag-sol olarak 2 gruba ayırarak degerlendirdigimizde korneanın ortalama kırıcılıgmı sırasıyla 43.0 ± 1.4 D ve 43.1 ± 1.1 D olarak tespit bulduk. İstatistiksel analiz sag ve sol gözler arasında farkm anlamlı olmadıgmı ortaya koydu. Yaşm etkisi araştırıldıgında ise anlamlı bir ilişkinin olmadıgmı saptadık. Ancak, çalışma grubumuzdaki hastaların yaş-larmm 13-64 yaş arası olduguna ve çocukluk çagmdan hastaların dahil edilmedigine dikkat edilmelidir. Önal ve ark.'da 2-90 yaş arası geniş bir çalışma grubunda keratometrik ölçümlerin yaşla degişmemekle beraber, erken yaşlarda izlenen kurala uygun astigmatizmanm özellikle ileri yaşla beraber kurala aykırı şekilde daha fazla izlen-digini belirtmişlerdir (17).
Merkezi (Santral) kornea kalmlıgmm güvenilir ölçümü klinikte özellikle 3 durumda çok önemlidir. Özellikle glokom tamsmın konmasında MKK'nm güvenilir ölçümü gittikçe daha fazla vurgulanmaktadır. Bilindigi üzere özellikle aplanasyon tonometresi ile yapılan ölçümlerde %10'luk bir SKK artışı göz içi basınç (GİB) ölçümlerinde 3.4 mm-Hg'lık bir artışa sebep olabilmektedir (18). Bu klinigin önemli oldugu diger bir hasta grubu da, refraktif cerrahi geçirmiş hastalardır. Bu hastalarda cerrahi sonrası GİB ölçümleri daha düşük ölçülmektedir. Bu durumda hastalarda yanlış düşük ölçümlerle hastalıgm tanısının konulması gecikebilmektedir. Bunlarm yanında kornea kalmlıgmm dogru ölçümünün kritik oldugu diger bir konuda, refraktif cerrahi planlanan olgularda, cerrahinin planlama aşamasında dogru bilgilere sahip olunmasıdır. Özellikle yüksek miyop hastalarda bu durum daha da önemli hale gelmektedir.
Lackner ve ark. Pentacam, Orbscan ve Ultrasonog-rafik (US) pakimetri ile MKK ölçüm karşılaştırmalarında Pentacam ile ölçümlerin tekrarlanabilirliginin daha yüksek oldugunu ve uygulayıcıya baglı hata paymm daha düşük oldugunu tespit etmişlerdir (4). Aynı yaymda yazarlar, refraktif cerrahi öncesinda kornea topografisini degerlendirmede sıklıkla kullanılmakta olan Pentacam ve Orbscan karşılaştırmasında, ilk cihaz ile yapılan ölçümlerin daha düşük olduklarım ve US pakimetriye daha yakm degerler tespit ettiginin ölçmüşlerdir. Tablo 1'den görülecegi üzere literatürde bildirilen Pentacam ölçümleri genel olarak bizim sonuçlarımıza çok yakm degerlerdir (3-9). Khoramnia ve ark. Pentacam ile ortalama yaşları 46.6 yıl olan çalışma gruplarında ortalama MKK'nı 539.62 ± 31.87 ^m olarak bulmuşlardır (6). Yazarlar kornea kalmlıgım 3 mm periferden yaptıkları ölçümlerinde, en ince periferal kornea ölçümünü temporal alt bölge oldugunu izlemişlerdir. Ancak yaşın kornea kalmlıgı üzerine etkisi araştırıldıgında yazarlar bizim sonuçlarımızdan farklı olarak gerek merkezi gerek peri-feral korneada anlamlı bir degişiklik tespit etmemişlerdir. Biz ise çalışma grubumuzda ki hastalarımız da, yaş ile MKK arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif bir ilişki oldugunu tespit ettik (p<0.05, r=-0.185) (Tablo 2). Ülkemizden yapılmış başka bir çalışmada, Erdurmuş ve ark. bizim çalışma grubumuza göre yaş ortalamaları daha yüksek olan bir grupta ultrasonik pakimetri ile ölçtükleri ortalama MKK'nı 556,30 ± 32,80 ^m olarak bildirmişlerdir. (15)
Güvenilir bir şekilde ÖKD'nin saptanması fakik int-raoküler lens (IOL) implantasyonu açısından özellikle biyometrinin ideal şekilde yapılması, cerrahinin planlanması ve takip için çok önemlidir. Günümüz katarakt cerrahilerinde yanlış biyometri ölçümlerine baglı olarak ameliyattan sonra göz içi lenslerinin çıkarılmaları, istenmeyen ancak artan yüksek hasta beklentileri sebebiyle gerekli olabilecek bir operasyondur. Son yıllarda geliştirilen biyometri formüllerinde ameliyat öncesi yapılan ÖKD ölçümleri ile operasyondan sonra lensin muhtemel pozisyonu tahmin edilebilmektedir. ÖKD' lik ölçümündeki 0.1 mm'lik hata ameliyat sonrası dönemde refraksi-yonda 0.10 D'lik sapmaya sebep olmaktadır (19). Bu sebeple ÖKD'nin dogru ölçümü ameliyattan sonra göz içi lensinin pozisyonunu belirlemek açısından önemlidir. Ön kamara parametrelerini ölçmek için başlıca kullanılan aletler arasında A-scan ultrasonografi, IOL ve AC-master, OCT, US biyomikroskopi ve Pentacam sayılabilir. Tablo 1'de farklı cihazlar ile yapılan ÖKD ölçümleri verilmiştir (2,3,5,11,13). Bunlardan Pentacam ile yapılanlardan Rabsilber ve ark. 76 kişilik saglık gönüllü grubunda ortalama ÖKD'ni 2.93 ± 0.36 mm bulmuşlardır (11). Aynı yayında yazarlar, yaş m ÖKD üzerine negatif bir etkisinin oldugunu göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda da yaş ile ÖKD arasında benzer bir ilişkinin oldu-gu saptadık (p=0.05, r=-0.373) (Tablo 2). Ülkemizden de Özer ve ark. Orbsan II ile yaptıkları çalışmalarında ortalama ÖKD'ni 3.3 mm olarak bildirmişlerdir (16).
Meinhardt ve ark. 4 farklı non-kontakt metodu karşılaştırdıkları çalışmalarında (Tablo 1) ÖKD ölçümlerinde Pentacam'ın genellikle en yüksek sonuçları verirken IOL-Master' m en düşük ölçümleri verdigini belirtmişlerdir (12). Elbaz ve ark.'da pakimetrinin IOL-Master'a göre daha yüksek ölçümler verdigini bildirmişlerdir (2).
Özellikle son birkaç yıldır gerek normal bireylerde gerekse keratokonuslu hastalarda sıklıkla çalışılan bir diger parametrede KV'dür. Jonsson ve ark. 153 kişilik grubu içeren Orbscan II çalışmalarında ortalama kornea hacmini 58.64 ± 5.9 ^l oldugunu tespit ederek, yaşa baglı olarak KV'ünde azalma oldugunu bildirmişlerdir (13). Bizim çalışmamızda Pentacam ile tespit ettigimiz KV degerleri Jonsson ve ark.'nm tespit ettikleri degerle-re yakm (59.4 ± 3.5 ^l) degerl erdedir. Bizim sonuçlarımızda cinsiyetlere göre KV degişiklik göstermezken yaşla beraber azalma izlenmektedir (p=0.05, r=-0.263). Ambrosio ve ark. normal ve keratokonuslu hastalarda merkezden perifere dogru gidildikçe kornea volümündeki degişiklikleri araştırdıkları çalışmalarında, keratokonuslu hastaların daha düşük kornea volümüne sahip olduklarını tespit etmişlerdir (20). Ayrıca yazarlar normal hastalarda merkezden perifere dogru giderken kornea hacmindeki artış m yumuşak bir geçiş gösterirken keratokonuslu kornealarda bu artışın ani oldugunu belirtmişlerdir (20). Bizde keratokonuslu hastaların ön segment parametrelerini Pentacam ile inceledigimiz başka bir çalışmamızda, hastalık şiddeti arttıkça KV'nün azaldıgmı tespit ettik (21).
Oküler farmakoloji başta olmak üzere, aköz hümör dinamiginin bilinmesi ve çeşitli glokomlu olguların daha saglıklı yorumlanması açısından ön kamara volümünün degerlendirilmesi önemlidir. Wang ve ark. (14) OCT kullanarak yaptıkları, 10 gözün normal olarak kabul edildigi küçük bir çalışma grubunda ÖKV'nü ortalama 145.495 ± 25.841 ^l olarak bildirmişlerdir. Ancak bu çalışma grubundaki hastaların ve göz sayısının az olması yanında olguların yaş aralıgı da 24-73 yaş arası olarak geniş bir aralıktadır ve bütün bunların bu çalışmadaki degerlerin daha büyük bir çalışma grubu ile gözden geçirilmesi gerektigini düşündürtmektedir. Rabsilber ve ark. ortalama ÖKV'nü 160.3 ± 36.81 mm3 olarak bildirmişlerdir (11). Fakat bu çalışmada ÖKV'nün aralıgı 91.83 ile 240 mm3 gibi çok geniş bir aralıkta bildirilmiştir. Yazarlar ÖKD ile ÖKV arasında kuvvetli bir dogru orantı oldugunu (r=0.92) ancak yaş ile birlikte her ikisinin azalma egiliminde olduklarını bildirmişlerdir. Jonsson ve ark. 153 kişilik normal olgu serisinde Orbscan II ile yaptıkları çalışmalarında, ortalama ÖKV'nü 183 ± 41 ^l oldugunu ve ÖKV ile ÖKD'nin yaşlandıkça azaldıgı-nı belirtmişlerdir (13). Yazarlara göre bu azalma özellikle ön kamaranın arka kesiminde daha belirginleşmekte ve ortalama yılda 1.4 ± 2.6 ^l'ye ulaşmaktadır. Bizde çalışmamızda, son iki çalışmada da belirtildigi gibi ÖKV'nün yaşla beraber azaldıgmı tespit ettik (p<0.05, r=-0.320) (Tablo 2).
Rabsilber ve ark yaşları 18 -77 arasında degişen ve ortalama yaşları 46.6 yıl olan çalışma gruplarında ortalama ÖKA'nı 34.81° olarak bulmuşlardır ancak yazarlar ÖKD ve ÖKV'de yaşa paralel saptadıkları azalmayı ÖKA için bildirmemişlerdir (11). Bizim çalışma grubumuzda ortalama ÖKA'nı 36.88° olarak tespit ettik ve yaşla birlikte istatistiksel olarak anlamlı derecede azalma tespit ettik (p= 0.0001, r=-0.264) (Tablo 2).
Sonuç olarak çalışmamızda, Pentacam ile elde ettigimiz degerlerin literatürde Pentacam ve farklı cihazlar ile bildirilen degerler ile uyumlu oldugunu izlenmektedir. Ayrıca özellikle ÖKD ve ÖKV başta olmak üzere tüm parametreler üzerine yaşın istatistiksel olarak anlamlı şekilde negatif etkisi oldugu tespit edilmiştir.