Rüptüre Retinal Arter Makroanevrizmasinin Yüksek Çözünürlükte Optik Koherens Tomografi Bulguları
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Olgu Sunumu
P: 509-512
Kasım 2009

Rüptüre Retinal Arter Makroanevrizmasinin Yüksek Çözünürlükte Optik Koherens Tomografi Bulguları

Turk J Ophthalmol 2009;39(6):509-512
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 04.09.2009
Kabul Tarihi: 23.09.2009
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Retinal arter makroanevrizmalari genellikle hipertansiyona bağlı gelişen retinal arteriollerde yuvarlak şekildeki genislemelerdir. Yazarlar rüptüre olmuş retinal arter makronevrizmasinin yüksek çözünürlükte optik koherens tomografi görünümünü bir olguda bildirmektedirler.

GİRİŞ

Retina makroanevrizmalan retinanın büyük arteriol-lerinde görülen genellikle yuvarlak şekilde genişlemelerdir. Rüptüre olduklarında retinanın tüm katmanlarına, retina altına ve hatta vitreus boşluğuna kanamaya neden
olabilirler (1). Optik koherens tomografi (OKT) ile gerek retina içi katmanları ve gerekse retina altı dokuları kesit-sel olarak değerlendirildiği için rüptüre olmuş makro-anevrizmalarda OKT tanıya yardımcı bir görüntüleme yöntemidir. Yüksek çözünürlüğe sahip OKT cihazı olan Spectralis (Heidelberg Engineering, Heidelberg, Ger-many) bize değişik fundus görüntüleri ile (kızıl ötesi görüntü, otoflöresan görüntü, flöresein anjiografi, indosiya-nin yeşil anjiografi) OKT kesitlerinin birebir eşleştirilmesine olanak vermektedir. Bu şekilde elde edilen kesitlerle patolojik değişiklikler in-vivo incelenebilmektedir. Bu olgu sunumunda, retinal kanamaya neden olan rüptüre olmuş retina arter makroanevrizması olgusuna ait OKT bulguları tanımlanmaktadır.

OLGU SUNUMU

Onbeş yıldır sistemik hipertansiyonu olan 60 yaşındaki bayan hasta sol gözünde 1 aydır görme bulanıklığı hissettiğini ifade etmekteydi. Hastanın görme keskinliği sağ gözde 10/10, sol gözde 1/10 düzeyindeydi. Ön segment muayenesinde her iki gözde normaldi. Göz içi basınçları her iki gözde 14 mmHg olan hastanın göz dibi muayenesi sağ gözde normaldi. Sol gözde ise fove-anın üstünde ortası gri-beyaz yaklaşık 1 optik disk çapı büyüklüğünde kanama ve etrafında eksüdasyonların yer aldığı lezyon izlenmekteydi (Resim 1-A). Flöresein video-anjiografi (Spectralis, Heidelberg Engineering, Heidelberg, Germany) incelemesinde sol gözde hipof-löresan görüntüye neden olan kanama alanı ve bu alanın ortasında yer alan retinal arteriol üzerinde pulsas-yon veren hiperflöresan özellikte damar genişlemesi görüntülendi (Resim 1-B). Hastanın yüksek çözünürlükte OKT incelemesinde foveal kesitte kubbe şeklindeki seröz maküla dekolmanı, retina altında az yansıtı-cılık gösteren boşluk olarak görüntülendi. Retina içinde eksüdasyonlar yüksek yansıtıcılıkta noktalanmalara neden olmaktaydı (Resim 2-A). Kızıl ötesi fundus görüntüsü ve flöresein anjiografi ile eşleştirilmiş OKT’de arter makroanevrizmasının üstünden geçen kesitte mak-ronevrizma retina içinde iç limitan membranın hemen altında sinir lifi tabakası bölgesinde yuvarlak şekilde yüksek yansıtıcılık göstermekteydi. Etrafında yüzeyel retina kanaması izlenmekteydi ve buna bağlı olarak retina kalınlığı artmıştı. Retina kanaması altta retina pigment epiteli-koroid bandını silen gölgelenme koridoruna neden olmaktaydı (Resim 2-B).

Rüptüre olmuş retina makroanevrizma tanısı konulan bu hastaya argon laser fotokoagülasyon tedavisi uygulandı. Hastanın laser tedavisinden 6 ay sonra yapılan muayenesinde retina içi kanamanın çekilmiş, OKT’de seröz maküla dekolmanının gerilemiş (Resim 2-C) ve görme keskinliği 6/10 düzeyine yükselmiş olduğu gözlendi.

TARTIŞMA

Retina arter makroanevrizması edinsel olup, 60 yaşın üzerinde ve kadınlarda daha sık görülmektedir (2). Retinal arter makroanevrizması, maküla bölgesinde yer almadığı durumlarda, hiçbir bulgu vermeden fundus muayenesi sırasında tesadüfen saptanır. Ancak, eğer maküla tutulumu varsa etrafında oluşturduğu eksüdasyon ve kanama nedeniyle görme bulanıklığına yol açabilmektedir (1). Tedavisi anevrizmanın neden olduğu tabloya göre değişmekle birlikte laser fotokoagülasyonu, YAG laser membranektomi ve vitreoretinal cerrahi şeklinde olabilmektedir (3). Tanıya flöresem anjiografide anevrizmadaki tipik pulsasyonun saptanması ile ulaşılabilinir (4). Optik koherens tomografi cihazları da tanıyı destekleyen bulguların elde edilmesine yardımcı olur. Yüksek çözünürlükte OKT cihazları ile retina tabakalarının daha ayrıntılı incelenmesi mümkün olabilmektedir. Bir yüksek çözünürlükte OKT cihazı olan Spectralis (Heidel-berg Engineering, Heidelberg, Germany) ayrıca fundus görüntüsü ile OKT kesitlerini birbiri ile hassas şekilde leştirerek lezyonların optik biopsi görüntülerini sağlayabilmektedir.

Retina arter makroaverizmalarının yüksek çözünürlükteki OKT bulguları Savar ve arkadaşları tarafından yayınlanmıştır (5). Bu çalışmada kanamaya neden olmamış, asemptomatik retina arter makroanevrizma tespit edilen bir olgu incelenmiş ve makroanevrizma tıpkı bizim olguda olduğu gibi sinir lifi tabakası düzeyinde yüksek yansıtıcılık gösteren yuvarlak yapı şeklinde görüntülenmiştir (5). Ayrıca bizim olgumuzda makroanevriz- 2. ma nedeni ile gelişen kanamanın seviyesi de tam olarak tarif edilmektedir. Yine olgumuzda ilk olarak Takahashi 3 ve arkadaşları tarafından tanımlanan ve göz dibi muayenesi, flöresein anjiografi ve indosiyanin yeşili anjiografi gibi yöntemlerle tespit edilemeyen bir komplikasyon 4.olan seröz maküla dekolmanı da OKT sayesinde gösterilmiştir (6).