ÖZET
Amaç:
Psödoeksfolyatif glokom (PEXG), primer kapalı açılı glokom (PKAG) ve sağlıklı gözlerin dual Scheimpflug korneal topografi ile ön segment parametrelerinin değerlendirilmesidir.
Gereç ve Yöntem:
Seksen altı hastanın 143 gözü çalışmaya dahil edildi. Otuz sekiz hastanın 47 gözü PEXG, 15 hastanın 30 gözü PKAG ve 33 sağlıklı katılımcının 66 gözü değerlendirildi. Öyküsünde göz cerrahisi geçirmiş olanlar ile kontak lens kullanıcıları çalışma dışı bırakıldı. Tam göz muayenesinin ardından dual Scheimpflug korneal topografi ile ortalama santral korneal kalınlık (SKK), beyazdan beyaza horizontal kornea çapı (KÇ), pupilla çapı (PÇ), ön kamara hacmi (ÖKH), ön kamara derinliği (ÖKD) ve ortalama ön kamara açısı ölçülerek üç grup arasında karşılaştırıldı. İstatistiksel analiz için Social Sciences for Windows 18.0 programı kullanıldı.
Bulgular:
Üç grup arasında ortalama yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel fark yoktu (p>0,05). SKK, KÇ, PÇ açısından da üç grup arasında istatistiksel fark yoktu (sırasıyla; p=0,568, p=0,064, p=0,321). ÖKH, ÖKD ve ortalama ön kamara açısı diğer gruplar ile karşılaştırıldığında PKAG grubunda istatistiksel olarak farklıydı (sırasıyla; p=0,000, p=0,000, p=0,000). PEXG ve sağlıklı gözler arasında bu değerler için istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu.
Sonuç:
Ön kamara hacmi, ön kamara derinliği ve ortalama ön kamara açısı PEXG ve sağlıklı grupla karşılaştırıldığında PKAG grubunda istatistiksel olarak farklıydı ve daha düşüktü. Dual Scheimpflug korneal topografi glokomda ön segment parametrelerini objektif olarak ölçmede kullanılabilir.
Giriş
Psödoeksfoliasyon glokomu (PEXG), lens kapsülü, iris, pigmente olmayan siliyer epitel, trabeküler ağ ve kornea endotelyal hücrelerinde anormal ekstraselüler fibriler materyalin üretimi ve birikmesi ile karakterize olan bir sekonder glokom tipidir. Bu birikim katarakt, açık açılı glokom, açı kapanması glokomu, lens desantrasyonu ve iridopatiyi içeren intraoküler komplikasyonlara neden olur.1,2
Primer açı kapanması glokomu (PAKG), Asya’da körlüğe neden olan başlıca glokom şeklidir.3 Hastalığın iki ana mekanizması pupiller blok ve plato iris sendromudur. Bunların yanı sıra, iris, lens ve siliyer cisimdeki anatomik farklılıkların da patogenezde önemli rol oynadığı gösterilmiştir. Ön kamara derinliğinin az olması, lensin daha kalın olması, lensin anterior yerleşimi, kornea çapının küçük olması ve lens-iris diyaframının öne doğru deplasmanı PAKG’nin biyometrik özellikleridir.3,4
Göz içi basıncı glokomatöz progresyon için bağımsız bir risk faktörüdür ve ölçülen GİB değeri santral kornea kalınlığından (SKK) etkilenir. Bu nedenle, SKK’nin tonometri üzerindeki etkisi nedeniyle glokom ile ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Ultrasonik pakimetri, SKK ölçümü için yaygın olarak kullanılmaktadır, ancak bu yöntemin bazı dezavantajları mevcuttur. Ölçümlerin doğruluğu ve tekrarlanabilirliği, probun korneaya doğru yerleştirilmesine bağlıdır. Ayrıca, korneada indentasyon, SKK değerinin olduğundan düşük bulunmasına neden olabilir.5,6 Sonuç olarak, SKK ölçümünde temassız ölçüm yapabilen tekniklere ihtiyaç vardır. Daha önce yapılan çalışmalar, dual Scheimpflug görüntüleme sistemleri ile yüksek derecede tekrarlanabilir SKK ölçümleri yapılabildiğini göstermiştir.7,8,9 PAKG ve PEXG tanısı için detaylı ön kamara açısı (ÖKA) değerlendirmesi gereklidir. Gonyoskopi bu değerlendirme için altın standarttır. Bununla birlikte, bu teknik ile güvenilir sonuçlar elde etmek için bir kontak lens ve topikal anestezi kullanılmalı ve ölçüm deneyimli bir kişi tarafından yapılmalıdır. Ön segment görüntüleme cihazları, açı kapanması taraması için temassız bir yöntem olarak yararlı olabilir. Dual Scheimpflug görüntüleme ile elde edilen parametrelerin gonyoskopi ile iyi korele olduğu gösterilmiştir.10 PAKG ve PEXG’de ön kamara derinliği (ÖKD) ve ön kamara hacmi (ÖKH) ölçümleri de önemlidir.11,12
Dual Scheimpflug görüntüleme sistemi, ön segmenti görüntüleyebilen bazı cihazlar için temel oluşturur. Kornea ön yüzünden arka lens yüzeyine uzanan odak derinliğinde ön segment fotoğrafları elde edilebilir. ÖKD, ÖKH ve ÖKA’nın hesaplanması mümkündür.13
Bu çalışmada, PEXG ve PAKG’li hastalarda Galilei G4 Dual Scheimpflug Analyzer görüntüleme cihazı (Ziemer Ophthalmic Systems AG, İsviçre) kullanılarak ölçülen ön segment parametrelerini değerlendirmeyi ve bu grupları sağlıklı bireylerle karşılaştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem
Bu kesitsel çalışma Sakarya Üniversitesi Göz Hastalıkları Bölümü’nde yerel etik kuruldan ön onay (71522473/050.01.04/194) ve her hastadan yazılı bilgilendirilmiş onam alınarak, çalışma boyunca Helsinki Bildirgesi’nin ilkelerine bağlı kalınarak yapıldı. PEXG’li 38 hastanın 48 gözü (grup 1), PAKG’li 15 hastanın 30 gözü (grup 2) ve sağlıklı 33 bireyin 66 gözü (grup 3) çalışmaya dahil edildi.
Grup 1’e dahil edilme kriterleri yüksek göz içi basıncı (21 mmHg üzerinde), ön segment yapılarında görünür psödoeksfolyasyon materyali, glokomatöz optik sinir başı değişiklikleri (optik disk kenarında çentiklenme, yüksek dikey çukur/disk oranı, retina sinir lifi tabakası kanamaları) ve bilgisayarlı görme alanı muayenesi ile saptanan glokomatöz görme alanı defektleri (sinir lifi tabakasının kaybını gösteren skotomlar) olarak belirlendi. Grup 2’ye dahil edilme kriterleri yüksek göz içi basıncı (21 mmHg’nin üzerinde), gonyoskopi ile ölçülen ÖKA’nın dar olması, glokomatöz optik sinir başı değişiklikleri (optik disk kenarında çentiklenme, dikey çukur/disk oranı yüksek olması, retina sinir lifi tabakası kanamaları), glokomatöz görme alanı kusurları (sinir lifi tabakasının kaybını gösteren skotomlar) ve periferik lazer iridotomi öyküsü olmaması idi. Grup 3’e dahil edilen hastaların göz içi basınçları normaldi (21 mmHg altında) ve ön segment, fundus veya görme alanı muayenelerinde anormal bulgu yoktu. Kornea patolojisi (kuru göz, keratokonus), üveit, geçirilmiş oküler cerrahi, kontak lens kullanımı, geçirilmiş oküler travma, arka segment patolojisi (görme alanı ve retina sinir lifi tabakasını etkileyebilecek retina ve optik sinir hastalıkları) ve ±3 diyoptriden büyük refraksiyon kusuru olan hastalar tüm gruplardan çıkarıldı.
Tüm hastalara Snellen eşeli ile ölçülen düzeltilmiş en iyi görme keskinliği, Goldmann aplanasyon tonometresi ile göz içi basıncı ölçümü ve detaylı dilate fundus muayenesi dahil olmak üzere tam oftalmik muayene ve ek olarak Humphrey 30-2 SITA FAST görme alanı testi ve spektral-domain optik koherens tomografi (SD-OKT) yapıldı.
Ön segment, Galilei G4 Dual Scheimpflug Analyzer ile (Ziemer Ophthalmic Systems AG, İsviçre) değerlendirildi. Ölçümler aynı oftalmolog (N.Ö.A.) tarafından pupiller dilate edilmeden skotopik koşullar altında gerçekleştirildi. Ortalama ÖKA, ÖKD, ÖKH, SKK, pupil çapı ve yatay beyaz-beyaz (WTW) kornea çapı değerleri ölçüldü.
İstatistiksel Analiz
İstatistiksel analizler Windows için SPSS sürüm 18 (SPSS Inc., Şikago, IL, ABD) yazılımı kullanılarak gerçekleştirildi. Tüm veriler ortalama ± standart deviasyon olarak bildirildi. Grup içi sürekli değişenlerin normal dağılım gösterip göstermediği Shapiro-Wilk testi ile değerlendirildi. Ki-kare testi ve ANOVA testleri kullanıldı. İstatistiksel açıdan p-değerinin 0,05’ten küçük olması anlamlı kabul edildi.
Bulgular
Çalışma gruplarının demografik ve klinik özellikleri Tablo 1’de özetlenmiştir. Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel anlamlı fark yoktu (p>0,05).
Her üç grubun ortalama ÖKA, ÖKD, ÖKH, pupil çapı, WTW kornea çapı ve SKK değerleri Tablo 2’de gösterilmiştir. PAKG grubunda ortalama ÖKH ve ÖKD anlamlı düzeyde düşük bulunurken ÖKA’nın anlamlı düzeyde küçük olduğu izlendi (grup 2). Üç grup arasında pupil çapı, WTW kornea çapı veya SKK açısından anlamlı fark yoktu. Ortalama SKK, PAKG grubunda (grup 2) kontrol grubuna (grup 3) kıyasla belirgin düzeyde daha inceydi, ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi.
Grup 1 ve 2’deki hastalar prostaglandin analogları dahil olmak üzere antiglokomatöz tedavi aldılar.
Tartışma
ÖKD, ÖKH ve ÖKA gibi ön kamara parametreleri her tip glokomun tanısında ve değerlendirmesinde önemli bir role sahiptir. Glokom hastalarında ÖKA ölçümü gereklidir ancak Shaffer ve Van Herick yöntemleri veya gonyoskopi ile yapılan değerlendirmeler subjektif olabilmektedir. Ultrasonik biyomikroskopi, OKT ve Orbscan gibi farklı kantitatif yöntemler ile tekrarlanabilir, doğru ÖKA ölçümleri elde edilebilir. Farklı çalışmalarda çeşitli yöntemler kullanılarak sağlıklı ve glokomatöz gözlerde ÖKA ve diğer ön segment parametreleri ölçülmüştür.12,14,15,16,17,18
Pakravan ve ark.14, daha önce PAKG atağı geçiren hastaların etkilenmemiş gözlerinde ön segment parametrelerini Pentacam ile değerlendirmiş ve primer açı kapanması şüphesi olanlar arasında PAKG riski yüksek olan gözleri tanımlamıştır. ÖKH, ÖKA ve ÖKD’nin, akut açı kapanması riskini belirlemek için güçlü göstergeler olduğunu ileri sürmüş ve sınır değerlerinin ÖKH ≤100 µL, ÖKA ≤26° ve ÖKD ≤2,1 mm olduğunu bildirmiştir. Çalışmamızda PAKG hastalarından elde edilen bulgular bu çalışma ile uyumludur.
Dual Scheimpflug görüntüleme cihazları ile elde edilen çeşitli parametreler gonyoskopiyle iyi korelasyon göstermektedir.13 Bununla birlikte, dual Scheimpflug cihazları ile yapılan ÖKA ölçümü doğru olmayabilir çünkü toplam iç yansıma nedeniyle tüm açı tamamen görüntülenememektedir. ÖKA ölçümleri ve gonyoskopik evre arasındaki korelasyon, dual Scheimpflug sistemi ile karşılaştırıldığında ön segment OKT (ÖS-OKT) ve ultrason biyometride daha iyidir.19 Kurita ve ark.11, Pentacam ve ultrason biyomikroskopiyi karşılaştırmış ve Pentacam’ın PAKG ve PAKG şüphesi olan gözlerde ÖKD ve ÖKH’yi etkili bir şekilde ölçtüğünü ancak ÖKA’yı ölçemediğini bildirmişlerdir. Pentacam ÖKA ölçümlerinin Shaffer evresi 2 veya daha düşük olan gözlerde güvenilir olmadığını bildirmişlerdir. Grewal ve ark.10, Pentacam ve ÖS-OKT’yi karşılaştırmış ve ÖKH’nin dar açıları tespit etmede en yüksek ayırt etme yeteneğine (AUC=0,935) sahip olduğunu bildirmiştir. Pentacam ile açı doğrudan görüntülenemese de analizlerine dahil edilen üç boyutlu verilerin genişliği dezavantajıdır. Aksine, sadece nazal ve temporal açıların kesitleri ile sınırlı temassız ÖS-OKT değerlendirmesi, açı ile ilgili önemli verileri analize dahil etmeyebilir. Üst ve alt açıları görüntüleyebilmek için, görüntüye engel olan göz kapaklarını hareket ettirmek için temas gerekir.19 Yakın zamanda yayımlanan bir raporda, OKT, dual Scheimpflug görüntüleme veya taramalı periferik ön kamara derinlik analizörü ile temassız görüntülemenin geniş çaplı primer açı kapanması taraması için ultrason biyomikroskopi ile temaslı görüntülemeden daha üstün olduğu belirtilmiştir.20
Psödoeksfoliasyonlu hastalarda görülen dar açı konfigürasyonunun yüksek insidansı, artmış iris kalınlığı, arka sineşi ve zonüler zayıflık ile ilişkili olabilir. Doganay ve ark.12, PEXG hastalarında ortalama ÖKD ölçümünün sağlıklı bireylere göre daha düşük olduğunu bildirmişlerdir. Bununla birlikte, PEXG ve psödoeksfoliasyon sendromu arasında ÖKD’de istatistiksel bir fark olmadığını bildirmişlerdir. Ayrıca, psödoeksfoliasyon sendromu hastaları, PEXG’li hastalar ve sağlıklı kontroller arasında ÖKH, ÖKA veya SKK parametrelerinde anlamlı fark olmadığını bildirmişlerdir.12 Guneş ve ark.15, dual Scheimpflug görüntüleme ile Psödoeksfolyasyon sendromlu hastalarda ön segment parametrelerini değerlendirmiş ve ÖKA, ÖKD veya ÖKH değerlerinde anlamlı fark olmadığını bildirmişlerdir. Benzer şekilde, bizim çalışmamızda PEXG’li hastalar ile kontrol grubu arasında ÖKA, ÖKD veya ÖKH’de istatistiksel anlamlı bir fark yoktu.
Glokomlu gözlerde santral kornea kalınlığı önemli bir parametredir. Glokom tiplerinde SKK farklarını değerlendiren çalışmalar daha önce yapılmıştır. Bu çalışmaların bazılarında, PEXG ve POAG arasında SKK açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır.16,17,18 Kitsos ve ark.21, Bechmann ve ark.22, Gorezis ve ark.23 ve Kniestedt ve ark.24, SKK’nın PEXG’te POAG’ye göre anlamlı olarak daha düşük olduğunu bildirmiştir. Pang ve ark.25 ve Tolesa ve Gessesse26, PAKG ve POAG gözler karşılaştırıldığında SKK’de anlamlı bir fark olmadığını bildirmiştir, ancak Moghimi ve ark.27, PAKG’de SKK’nin normal sağlıklı gözlerden daha kalın olduğunu bulmuştur. Sonuçlardaki bu farklılık ölçüm yöntemleri, örneklem büyüklüğü ve etnik kökenlerdeki farklardan kaynaklanabilir. Bizim çalışmamızda gruplar arasında SKK’de anlamlı fark yoktu.
Prostaglandin analoglarının ekstraselüler matriks ve kollajen metabolizması üzerinde biyolojik etkileri olduğu bilinmektedir.28 Altan ve ark.29, %0,005 latanoprost ile SKK’nin azaldığını ancak ÖKD’nin etkilenmediğini göstermiştir. Çalışmamızda hastalar kullandıkları antiglokomatöz ilaçlara göre sınıflandırılmamıştır. Bu, çalışmamızın kısıtlı olduğu bir yöndür.
Dual Scheimpflug sistemleri ile tekrarlanabilirliği yüksek SKK ölçümleri yapılabilir.5,7,8 Bazı çalışmalarda, ultrasonik pakimetri veya Pentacam tarafından elde edilen ortalama SKK değerleri arasında herhangi bir fark gözlenmemiştir.6,30 Buna karşılık, diğer bazı çalışmalarda Pentacam ve ultrason pakimetri ile ölçülen ortalama SKK değerlerinde anlamlı farklar olduğu bildirilmiştir.31,32 Bu farklar küçük olsa da, farklı ölçüm platformları ile ölçülen SKK değerlerini karşılaştırılması tavsiye edilmemektedir. Daha önce yapılan çalışmalar, Pentacam, Sirius, Galilei ve Corvis ST ile tekrarlanabilirliği yüksek SKK ölçümleri yapılabildiğine işaret etmektedir. Bu cihazlar arasında Galilei, bildirilen en yüksek intraoperatör tekrarlanabilirliğe sahiptir. Bu, iki farklı dual Scheimpflug kameradan elde edilen SKK değerlerinin ortalamasının alınmasına olanak sağlayan iki dönen kameraya sahip olmasına bağlı olabilir. Çalışmamızda, SKK’yi ölçmek için Galilei cihazı kullanıldı.
Sonuç
Sonuç olarak, dual Scheimpflug görüntüleme sistemi ile ölçülen ortalama ÖKH, ÖKD ve ÖKA değerlerinin PAKG grubunda anlamlı olarak farklı olduğu bulunmuştur. PEXG grubu ile sağlıklı gözler arasında ön segment parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu. Bu nedenle, dual Scheimpflug kornea topografisi, glokomda ön segment parametreleri için objektif ölçüm yöntemi olarak kullanılabilir.