Bir bakışta 2018 yılı 6. sayı;
Türk Oftalmoloji Dergisi 2018 yılının 6. sayısında, 6 özgün araştırma, bir derleme, 4 olgu sunumu ve bir editöre mektup ile yayınlanıyor.
Subaşı ve ark., en sık görülen viral konjonktivit olan adenoviral kerakonjonktivitlerde in vivo konfokal mikroskopi ile değerlendirmelerini paylaşıyorlar. Henüz biomikroskopik bakıda kornea bulgusunun görülmediği, prodrom döneminde olduğu kabul edilen gözlerde dahi, in vivo konfokal mikroskopi ile dendritik hücre sayısında artış olduğunu göstermeleri, işlevsel bir erken tanı aracının örneklenmesidir (bakınız sayfa 276-280).
Kocatürk ve ark., TÜBİTAK projesi olarak desteklenmiş çalışmalarında, deneysel kuru göz ile ortaya çıkan enflamasyonu azaltmada, anti-oksidan ve anti-enflamatuvar hatta anti-neoplastik etkileri in vivo ve in vitro olarak gösterilmiş olan timokinon (siyah kimyon veya rezene çiçeği olarak da biliniyor) ile çalışmışlar. Enflamatuvar hücre yoğunluğu açısından anti-enflamatuvar etkisini gördüklerini bu etken maddenin, enflamasyon mediatörlerinin baskılanması açısından streoid benzeri bir azalma sağlanmadığını bildiriyorlar (bakınız sayfa 281-287).
Şengör ve ark., analize uygun 836 anket ile kontakt lens kullanıcılarına ilişkin çarpıcı bilgiler aktarıyor çalışmalarında. Göz hekimine düzenli başvuru oranı 1/3, ihtiyaç duyulduğunda başvuru oranı 2/3 bulunmuştur. Kontakt lens kullananların sadece %55,5’inin eğitimini göz hekiminden alıyor olması bir diğer çarpıcı orandır. Kontakt lens konusunda, göz hekimlerinin yaptığı bilgilendirme oranını artırmak için, sosyal medya dahil, kitle iletişim araçlarının kullanılması önerisi, bu çalışmanın kısa mesajıdır (bakınız sayfa 288-294).
Elgin ve ark., juvenil açık açılı glokom (JAAG) tanılı 25 hastayı, refraktif durum ve ön segment parametreleri açısından 24 sağlıklı kontrol olgusu ile karşılaştırmışlar. JAAG olgularında miyopi ve miyopi ile ilgili refraktif parametrelerin (uzun aksiyel boyut, ince kornea, derin ön kamara) daha sık olduğunu bildiriyorlar. JAAG ile miyopi arasındaki ilişkide hangisinin neden, hangisinin sonuç olduğu konusu, gelecek çalışmalar için iyi bir araştırma konusu olarak görünmektedir (bakınız sayfa 295-298).
Dirençli glokomlar, ilaç ve filtran cerrahi seçenek çeşitliliğine karşın varlığını sürdürmektedir. Bezci Aygün ve ark., 30 gözden oluşan dirençli glokom serilerinde transskleral diyot lazer siklofotokoagülasyon (TSDLS) ile yapılan 180 derecelik siliyer cisim ablasyonunun ilk uygulamada %66,6; tekrarlayan uygulamalarda %86,7 oranında etkili olduğunu bildirirken, görme keskinliğinden azalma meydana gelen hasta sayısının sadece %6,6 olduğunu bildirerek, dirençli olgularda TSDLS’nin değerli bir son çare olacağını bildiriyorlar (bakınız sayfa 299-303).
Bingöl Kızıltunç ve Şermet, yaşa bağlı makülopati (YBM) bulunan 150 gözde, fundus otofloresans (FOF) desenlerini araştırdıklarını çalışmalarının sonucunda, en sık rastlanan retiküler paternin sadece ileri YBM’de değil aynı zamanda erken YBM’de görülen değişiklikler ile ilişkili olduğunu, bu bulguların erken YBM’de hastalık progresyonunun izleniminde yararlı olabileceğini bildiriyorlar (bakınız sayfa 304-308).
Güncel kuru göz yönetim ve tedavisi, Tokyo-Keio Üniversitesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nın değerli çalışmacıları Cem Şimşek, Murat Doğru, Takashi Kojima, Kazuo Tsubota tarafından, davetli derleme talebimiz karşılıksız bırakılmayarak, konu son derece sıcak bir başlık iken yazıldı. Kuru göz hastalığı için önerilen detaylı tedavi yönteminin son derece kapsamlı ve bir o kadar da anlaşılır tablo halinde sunulduğu derleme, çok önemli bir başucu referansı olacak nitelikte. Ayrıca Japonya Kuru Göz Topluluğu’nun Gözyaşı Film Odaklı Tedavi şeması da yeni bir sistematik yaklaşım örneğidir (bakınız sayfa 309-313).
Gedar Totuk ve ark., komplike katarakt ile birliktelik gösteren bir embriyonik göz gelişimsel bozukluğu olan sektörel siliyer cisim agenezisini ultrason biyomikroskopi ile tanımlayarak, tıp literatürüne ilk kez dergimiz aracılığı ile sunmaktalar (bakınız sayfa 314-316).
Sül ve Karalezli, endoftalmi insidansını azaltmak için rutin olarak yapılması önerilen intrakameral sefuroksim enjeksiyonunun, komplike ameliyatlarda ön ve arka segmentler arasındaki bariyerin bozulması nedeniyle, ilaç dozlarına daha duyarlı hale gelen retinada infark yaratabildiğini örnekledikleri olgu ile, komplike gözlerde intrakameral antibiyotik uygulamasına dikkat çekiyorlar (bakınız sayfa 317-319).
Gönül ve ark., Fuchs Üveit sendromlu bir gözde kapsüler bakiyelerin vitreusa doğru yönelmesini takiben, muayene sırasında yanıltıcı olarak kristalin lens luksasyonu görünümü ortaya çıkan olguları ile hipermatür kataraktlarda spontan lens absorbsiyonuna dair farkındalığımızı artırıyorlar (bakınız sayfa 320-322).
Sızmaz ve ark., nodüler melanoma cerrahisini takiben verilen ve güçlü bir oral BRAFV600 inhibitörü olan Vemurafenib ile indüklenen, ilacın kesilmesiyle de gerileyen bir bilateral panüveit olgusunu raporlayarak, kanser tedavisinde hedefe yönelik tedavi ajanları (akıllı ilaçlar) açısından ciddi bir istenmeyen etkiyi örnekliyorlar bu sayımızda (bakınız sayfa 323-325).
Meslektaşlarımızın hem önemli farkındalık oluşturucu çalışma ve olgu sunumları, hem de kuru göz için önemli bir başucu referansı olacak derleme ile taçlanan bu sayıdaki yazılardan çokça faydalanacağına inanıyoruz.
Saygı ve sevgilerimizle,