Çocukluk Dönemi Alt Kapak Entropionu Bulunan 2 Olgu ve Cerrahi Tedavisi - Olgu Sunumu
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Olgu Sunumu
P: 521-523
Kasım 2008

Çocukluk Dönemi Alt Kapak Entropionu Bulunan 2 Olgu ve Cerrahi Tedavisi - Olgu Sunumu

Turk J Ophthalmol 2008;38(6):521-523
1. S. B. Ankara Egitim Ve Arastirma Hastanesi, 1. Göz Klinigi, Ankara, Türkiye
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 16.12.2007
Kabul Tarihi: 31.07.2008
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Bu çalışmada çocukluk dönemi alt kapak entropionu saptadığımız 2 olgunun cerrahi tedavisi sunulacaktır.

GİRİŞ

Konjenital alt kapak entropionu etyolojik mekanizması tam olarak anlaşılamamış, nadir bir göz kapagı anomalisidir (1). Etyolojide alt kapak retraktör kompleksinin gelişim yetersizliginin veya arka fibrillerin de-sensersiyonunun en muhtemel neden oldugu düşünülmektedir Konjenital epiblefaronda ise alt kapak redaktörlerinin ön fibrillerindeki hatalı gelişim sonucunda kapak kıvrımı oluşmamakta, cilt ve orbikularis kasının globa dogru katlanması söz konusudur (2,3). Entropion ve epiblefaron ayrımının yapılması uygulanacak tedavi açısından önem taşımaktadır.

Bu çalışmada çocukluk döneminde bulunan ve epiblefarona sekonder alt kapak entropionu geliş tigini düşündügümüz, cilt-orbiküler kas rezeksiyonu ve tarsal fiksasyon uyguladıgımız iki olgu takdim edilecektir.

GEREÇ ve YÖNTEM

OLGU 1: 6 yaşında sol gözünde sulanma ve ışıga hassasiyet şikayeti ile klinigimize sevk edilen hastanm yapılan muayenesinde alt kapakta entropion oldugu ve kirpiklerin korneaya temas ettigi ve alt kapak kıvrımının bulunmadıgı saptandı (Şekil 1). Aileden alman anam-nezde dogumdan itibaren her iki göz alt kapak kirpiklerinde içe dönme oldugu, sol gözde sulanma, ışıga hassasiyet bulundugu ve zaman içinde semptomların arttıgı ve alt kapagm içeri dönerek entropion geliştigi saptandı. Sag gözde ise dogumdan itibaren şikayetlerin daha az oldugu ve zaman içinde iyileşme görüldügü ög-renildi.

OLGU 2: 5 yaşındaki hastadaki semptom ve bulgular olgu 1 ile benzer özellikler taşımaktaydı (Şekil 2).

CERRAHİ TEKNİK

Her iki olguda alt kapakta kirpikli kenardan 3-4 mm uzaklıktan kapak uzunlugu boyunca cilt - orbiküla-ris insizyonu yapılarak tarsm alt kenarı açıga çıkartıldı.

2 mm'lik cilt ve orbikularis kası eksize edildi ve insiz-yon cilt- tars alt kenarı - ciltden geçen tek tek 6/0 vikril sütür ile kapatıldı (Şekil 3).

BULGULAR

Cerrahi girişim sonrasında her iki olguda entropion düzeldi. (Şekil 1,2). 3 yıllık izlemde tekrarlama gözlenmedi. Her iki olgudaki entropionun epiblefarona sekon-der gelişmiş oldugu düşünüldü.

TARTIŞMA

Alt kapak retraktör kompleksinin, konjenital entropion ve epiblefaronun gelişiminde rol oynadıgı düşünülmektedir (2,3). Konjenital epiblefaronda alt kapak ret-raktörlerinin ön fibrillerindeki hatalı gelişim sonucunda alt kapak kıvrımı bulunmamakta, cilt ve orbikularis kası globa dogru katlanmaktadır. Konjenital entropionun et-yolojisinde ise Tse ve ark (2) ile Mandal ve ark (4) alt kapak retraktörlerinin arka fibrillerinde desensersiyon bulundugunu, Quickert ve ark (3) ise alt kapak retraktör-lerinde hatalı bir gelişim oldugunu savunmaktadır. Bart-ley ve ark (5) ise konjenital entropionda alt kapak retraktörlerinin saglam oldugunu ve göz kapagı malpozisyo-nunun bulunmadıgmı saptamışlar ve konjenital entropionda alt kapak retraktörler patolojisinin alışılmış bir bulgu olmadıgmı bildirmişlerdir. Bu konuda tartışmalı çalışmalar bulundugu görülmektedir. Bizim olgularımızda entropionun çocukluk döneminde görülmesi, alt kapak kıvrımının bulunmaması, cilt-orbikülaris kas rezeksiyo-nu ve tarsal fiksasyon girişiminin yeterli olması bu durumun epiblefarona sekonder gelişen bir durum oldugunu düşündürmektedir.

Yaş amin erken döneminde görülen epiblefaronun oluşturdugu uzun süreli korneal irritasyon, bir taraftan orbiküler kas spazmı ve orbikuler kas hipertrofisine, di-ger taraftan globun orbitanm derinlerine itilmesine yol açmaktadır. Uzun süreli devam eden bu durum, bir kısır döngü yaratarak, gelişim döneminde bulunan infantm alt kapak retraktör kompleksinin yeterince kuvvetlenmesine engel olarak tarsal stabilitenin bozulmasına ve entropion gelişimine neden olmaktadır. Biz çocukluk döneminde ortaya çıkan entropionun sıklıkla epiblefarona sekonder geliştigi kanısındayız. Epiblefarona sekonder gelişen entropion olguları ile gerçek konjenital entropionun ayrılmasının uygulanacak cerrahi girişim kararmı vermek için önem taşımaktadır. Dogumdan hemen sonra görülen gerçek konjenital entropionda alt kapak re traktörlerinde dezensersiyon veya hatalı gelişim bulunabilmektedir (24). Bu olgularda alt kapak retraktörlerine yönelik komplike cerrahi girişimler gerekmektedir. Bizim olgularımızda oldugu gibi epiblefarona sekonder gelişen entropion olgularında ise, basit cerrahi girişimler yeterli olmakta, bu da alt kapak retraktörlerinin arka fibrillerinde desensersion olmadıgım kanıtlamaktadır. Literatürde alt kapak retraktörlerinde desensersiyon olmadıgı bildirilen konjenital entropion olgularında da, epiblefarona sekonder gelişen durum olabilecegi akla gelmektedir.

Sonuç olarak çocukluk döneminde ortaya çıkan entropion olgularının basit cerrahi girişimlerden faydalanabilmesi için öncelikle epiblefarona yönelik bulguların araştırılması gerekmektedir. Ayrıca devamlı korneal irri-tasyona yol açan ciddi epiblefaronlu olgularda, entropion gelişimine engel olmak için erken cerrahi gereksinim bulundugu da unutulmamalıdır.